Nasîhatın Önemi

Bismillâhirrahmânirrahîm
[Rahmân ve rahîm Allah’ın adıyla]

“Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, iyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a inanırsınız.”
[Âl-i İmrân sûresi, âyet 110]

 

Aziz Kardeşlerim!

Bir Müslümanın diğer Müslümana samimiyetle yaptığı telkin ve tavsiyeye nasihat denir. Nasihat, bir Müslümanın din kardeşinin söz ve davranışlarından kendini sorumlu hissederek ona örnek olması ve doğru yönde rehberlik yapmasıdır.

Kur’ân-ı Kerîm’de mü’minlerin kardeş oldukları bildirilmekte,1 Âl-i İmrân sûresi 110. âyet-i kerîmesinde de;“Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, iyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a inanırsınız.’’ buyurulmaktadır. Kur’ân’a göre birbirlerinin din kardeşi olan mü’minler, gereği halinde birbirlerini uyarıp ikaz edecek ve kardeşine doğru olan yolu gösterecektir. İşte bunun yolu da nasihattir.

Kıymetli Kardeşlerim!

Nasihat, insanların dünya ve ahiretlerini imar edecek, onları nefislerinin esaretinden kurtaracak adım atmalarını temin eder. Dinimizin iki temel kaynağı Kurân ve Sünnet, Müslümanlar için en önemli nasihat kaynağıdır.

Nitekim Peygamber Efendimiz nasihat bağlamında insanların birbirlerine karşı sorumluluklarını bir hadisi şerifinde şöyle anlatmaktadır: “Bir gemiye binen yolcuların bir kısmı kur’a sonucu geminin üst katına, bir kısmı da alt katına yerleşirler. Alt kata yerleşenler, bindikleri geminin alt katında su bulunmadığı için su ihtiyaçlarını görmek üzere üst kata çıkmak durumundadırlar. Böyle olunca, ‘Payımıza düşen alt katta bir delik açsak da su ihtiyacımızı buradan görsek ve yukarıdakileri de rahatsız etmesek’ diye düşünür ve geminin alt kısmında bir delik açmaya başlarlar. Bu durumda üst kattakiler bunları gördükleri halde bu işe göz yumar, engel olmayacak olurlarsa, açılan delikten içeriye su dolar ve gemi batar. Böylece sadece gemiye bu zararı verenler değil, gemide olanların hepsi boğulur. Eğer üst kattakiler onları bu işten men ederlerse, kendileri de kurtulur, onları da kurtarmış olurlar.”2

Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim’de de Peygamber Efendimize hitaben; “Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt, müminlere fayda verir.”3 buyurulmaktadır.

Doğru olanı en yakınlarımız başta olmak üzere çevremizdekilere sunmak, hepimiz üzerine düşen manevî bir sorumluluktur. Rabbim bizleri hakkı hak bilip, ona uyan kullarından eylesin.

 

DİTİB Hutbe Komisyonu

 

[1] Hucurât, 49/10                                                
[2] Buhârî, Şirket, 6
[3] Zariyāt, 51/55

Cookies erleichtern die Bereitstellung unserer Dienste. Mit der Nutzung unserer Dienste erklären Sie sich damit einverstanden, dass wir Cookies verwenden.

We also use analytics & advertising services. To opt-out click for more information.