Aziz Mü’minler!
Bildiğiniz gibi, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği veya daha çok bilinen kısa adıyla DİTİB, 05 Temmuz 1984 tarihinde kurulmuş, ertesi Cuma günü ise cemaatimizin büyük bir katılımı ve teveccühüyle teşkilatımızın açılış merasimi tertip edilmişti. Bu sebeple, bugünkü hutbemizde, Almanya’daki Müslüman varlığı açısından önemli bir dönüm noktası olan bu tarihi hadisenin önemi üzerinde durmak istiyorum.
Değerli Mü’minler!
Allah Rasûlü (s.a.s.) Vedâ Hutbesi’nde kendisini dinleyen 120 bini aşkın ashabına şöyle sesleniyordu: “Ashabım! Beni iyi dinleyiniz ve sözlerimi iyi belleyiniz. Söylediklerimi burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın. Olur ki, beni dinleyen, sözlerimi, onları daha iyi anlayacak ve kavrayacak birisine ulaştırmış olur.”[1]
Allah Rasûlü (s.a.s.), 23 yıllık davetinin sonunda mücadelesini verdiği İslam davasını, kendisini dinleyen ashabına bu sözleriyle emanet ediyordu. Ve sonra… İslam meş’alesini ellerine alan nice sahabî, evlerini yurtlarını terk ettiler; bilmedikleri uzak bölgelere hicret ettiler. Gayeleri açıktı: Allah Rasûlü’nün emanetini orada bulunmayanlara ulaştırmak ve İslam’ın nurunu dünyanın dört bir tarafına yaymak.
Derya-denizler geçerek Sahabe efendilerimiz Allah Rasûlü’nün emaneti olan o kutlu sözü orada bulunmayanlara ulaştırmaya çalıştılar. Bu uğurda evlerine, çoluk-çocuklarına hasret kaldılar; gittikleri yerlerde, gurbette, yabancı diyarlarda hayatlarına veda ettiler. Onlar ve sonrakilerin bu çabası Yüce Kur’an’da şöyle övülmektedir: “Müminler arasında öyle yiğitler vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadakat göstermiş ve ahitlerini yerine getirmişlerdir; kimi de ahitlerini yerine getirmek üzere beklemektedir.”[2]
Ama toprağa saçtıkları tohum bereketliydi. Öyle ki, Hazreti Hz. Peygamber’in (s.a.s.) vefatından kısa bir süre sonra İslam’ın aydınlık mesajı Çin’den Atlantik Okyanusu’na kadar her tarafa yayıldı. Kısa zamanda milyonlarca insan İslam’ın nuruyla şereflendi. Bugün Endonezya’dan Amerika’ya 2 milyarı aşan Müslüman varlığı, işte ilk neslin o büyük ve destansı mücadelesinin ve gayretinin sonucudur. Bu tarihsel akış, bugün de medeniyet hikâyemize yeni ve özgün hikâyeler eklemeye; Buhara’ya, Endülüs’e, Saraybosna’ya, Timbuktu’ya yeni kardeş şehirler kazandırmaya devam etmektedir.
Aziz Mü’minler!
Bugün Almanya’da İslam davasının en büyük taşıyıcılarından biri, hamdolsun, DİTİB teşkilatımızdır. Neredeyse 40 yıl önce resmi kuruluşu gerçekleşen DİTİB, bu süreçte gerçekten Efendimiz’in (s.a.s.) o kutlu sözünün tam ve sadık bir emanetçisi oldu. Hamdolsun.
Şunu ifade etmek isterim ki, Almanya’daki millet varlığımızın birlikte çalışma ve organizasyon yeteneğinin en güzel örneklerinden biri olan DİTİB teşkilatları, kuruluşundan bugüne gerçekten mucizevi bir başarı hikâyesi olmuştur.
1984’te 120 cami derneğiyle başlayan hizmet hayatımız, kısa zamanda cemaatimizin büyük teveccühüne mazhar oldu. Bugün DİTİB, Almanya çapında 1000’e yakın derneğiyle Avrupa’nın en büyük Müslüman sivil toplum kuruluşu olma unvanını elinde tutmaktadır.
Değerli Kardeşlerim!
DİTİB bu süreçte, zamanı geldiğinde kendi iç dinamikleriyle gelişim yolunda önemli kararlar almaktan geri durmadı. 2006 yılında açılan Uluslararası İlahiyat Programı, bu ülkede yetişmiş, Almanca bilen din görevlisi ihtiyacının zamanında ve doğru bir şekilde okunması neticesi hayata geçirildi. Yine 2009 yılında Almanya’nın federal yönetim sistemine uygun olarak teşkilat yapısını güncelleyerek eyalet ve bölge birliklerini kurdu.
Yakın zamana kadar din hizmetlerini ana faaliyet alanı olarak gören DİTİB, gelişen ve değişen şartlara uyum sağlayarak yeni hizmet alanlarına yöneldi; sosyal ve kültürel hayatı da içine alan geniş ve zengin bir hizmet ağı oluşturmayı başardı. Erdemli Öğrenci Evleri’nden Seelsorge çalışmalarına, irşat hizmetlerinden eğitim ve yayın faaliyetlerine, hayrî ve insanî yardım çalışmalarından anaokulu hizmetlerine kadar DİTİB, Almanya’daki Müslüman varlığının ihtiyaç ve beklentilerinin en önemli adresi oldu. Her kademedeki yönetim organlarında kadınların ve gençlerin temsiline imkân veren yapısıyla örnek bir model oluşturduğunu düşündüğümüz DİTİB, hizmet hayatı boyunca bütün aşırılıklardan uzak, mutedil din anlayışı ile de toplumsal barış ve esenliğin en önemli teminatı oldu.
Aziz Kardeşlerim!
Teşkilatımızın bugünlere gelmesinde emeği ve hakkı olan o kadar çok insanımız var ki… Hangi birini sayabiliriz? Aramızdan ayrılan büyüklerimizi öncelikle anmamız gerekiyor. İnanıyoruz ki onlar şimdi, hayattayken böylesine kutsi ve ulvi bir hizmete omuz vermenin mükâfatıyla mesrur ve bahtiyardırlar. Bu camiler ayakta kaldığı ve bu hizmetler devam ettiği sürece onların amel defterleri hiç kapanmayacak. Ruhları şad olsun, mekânları cennet olsun. Onlar Almanya’daki Müslüman varlığının öncü nesli olarak bize büyük bir emanet ve ağır bir sorumluluk bıraktılar. Camilerimizin ve derneklerimizin hayatta olan büyük hizmet âbidelerine ise yürekten minnet ve teşekkür borçluyuz. Rabbim ömürlerini bereketlendirsin. Sağlık ve afiyetleri daim olsun. Ve siz kıymetli ve kadirşinas cemaatimizle Teşkilatımız ve hizmetlerimiz kıyamete kadar payidar olsun. Cumanız mübarek olsun.
DİTİB Hutbe Komisyonu