16 Ağustos 2008 Cumartesi gününü Pazar gününe bağlayan gece, günahlardan arınmak, temize çıkmak, ilahi af ve mağfirete nail olmak anlamına gelen Berat Kandilidir. Mübarek olsun.
Allah’a kul olmanın manevi zevkine ererek, hata ve kusurlarını itiraf eden, işledikleri günahların farkına vararak istiğfarda bulunan pek çok mü’minin ilahi rahmete kavuşup, günahlarından kurtulmayı ümit ettiği, Şaban ayının 15. gecesine rastlayan ve aynı zamanda Ramazan ayının da müjdecisi olan bu kurtuluş gecesi, tövbe etmek, günahlarına pişman olmak ve bir daha işlemeyeceğine söz vermek isteyen müslümanlara, Allah tarafından tahsis edilen özel bir tövbe gecesidir.
Hz. Aişe, bu gece ile ilgili olarak: “Hz. Peygamber bir gece kalktı, namaz kıldı. Namazda secdeyi o kadar uzattı ki, secdede öldü sandım. Elimle ayağına dokununca kımıldadı. Sevindim ve yerime döndüm. Secdede şöyle dua ettiğini duydum: “Allah’ım! Azabından affına, gazabından rızana, senden yine sana sığınıyorum. Şanın yücedir. Sana gereği gibi hamd etmekten acizim.” Namazı bitirince; “Ey Aişe, bu gece hangi gecedir biliyor musun?” diye sordu. Allah ve Resulü daha iyi bilir dedim. Şöyle buyurdu: “Bu gece Şaban ayının 15. gecesidir. Yüce Allah bu gecede af dileyenleri bağışlar, merhamet isteyenlere rahmet eder, içini kin bürümüş olanları ise kendi hallerine bırakır." (Münziri, Et-Terğib, II/119)
En mükemmel bir şekilde yaratılan insanın yaşadığı hayata bakıldığında, karşımıza son derece korkunç ve ürpertici bir manzara ortaya çıkıyor. Basit nedenlerden çıkartılan savaşlar, bir hiç uğruna işlenen cinayetler, günahsız ve masum insanların herhangi bir akıl sahibinin izah edemediği terör olaylarında hayatlarını kaybetmeleri, binlerce dul ve yetimin çaresizlik içerisinde sinelerinde katmerleşen acılarıyla yaşamak zorunda kalmaları, evlat acısıyla kavrulan anne ve babaların yürek dağlayan çaresizlikleri, hak ve hukukun eşit ölçüde paylaşımının olmadığı bir dünya düzeninin varlığı, ailelerin birbirleriyle yıllarca düşmanlık içerisine küs olarak yaşamaları, bırakın komşu hakkına, karşı komşuların bile birbirlerini tanımadığı (v.s.) bir hayata neyazık ki üzülerek şahit oluyoruz. Bütün bu olumsuzlukların ortadan kalkması, Ülkemizin ve dünyanın, barış ve huzuru için bu geceyi fırsat bilerek Rabbimize dua edelim.
Büyüklerimizi arayarak hatırlarını soralım. Kalplerimizi sevgiyle dolduralım. Kin ve nefreti, düşünce sistemimizin içerisinde yer vermeyelim. İyi bir kul, olgun ve faydalı bir insan olmaya gayret gösterelim.
Bu duygu ve düşüncelerle, bütün vatandaşlarımın Berat kandilini tebrik ediyor, bu kutlu gecede Yüce Mevla’ya açılan ellerin ve yapılan duaların, bütün İslam aleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, insanlığın hidayetine, huzur ve barışına vesile olmasını Cenâb-ı Hakk’tan niyaz ederim.
DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan’ın Berat Kandili Mesajı
