بِسْمِ اللهِ الْرَّحْمَنِ الْرَّحِيمِ
يَا اَيُّهَا الَّذِينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللّٰهَ اِنَّ اللّٰهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
Bismillâhirrahmânirrahîm[Rahmân ve rahîm Allah’ın adıyla]
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”
Değerli Kardeşlerim,
2012 yılını acısıyla tatlısıyla geride bırakırken, ömür takvimimizden de bir yaprak daha koparmış olduk. Ailemize yeni katılanlar ve sevdiklerimizden de aramızdan ayrılanlar oldu. İslâm’ın hoş sedası nice insanların gönlüne hidayet ışığı olurken, Ümmeti Muhammedin başına, akıl sahiplerinin uykularını kaçıran, yüreklerini sarsan ve kalplerine kan ağlatan nice felaketler geldi.
İnsanlığın, İslâm’ın yüce kitabından ilham alarak yolunu aydınlatması gerekirken, modernitenin, sermayenin ve bunların insana sunduğu sınır tanımama, dünyevîleşme ve tüketim çılgınlığının girdabında varoluş gerekçelerinden biraz daha uzaklaştığını görmekteyiz.
Terör, şiddet, insan hak ve özgürlüklerindeki kısıtlamalar, açlık, yoksulluk insanlığın daha da fazla konuştuğu konular arasına girdi. Kimi İslâm coğrafyalarında ise mezhep, meşreb ve ırk kavgaları sebebiyle kan akıtıldığına, nice masumların canlarına kıyıldığına şahitlik ettik...
Aziz Kardeşlerim,
Hayat anlamsız bir var oluş olmadığı gibi, ölüm de bir yok oluş değildir. Hayat; hayırlı faaliyetler yapmak için bir fırsat, bir imtihan, ölüm ise bu faaliyetlerin karşılığını bulacağımız ebedî varlık âlemine geçişi sağlayan bir dönüm noktasıdır. İnsan günlük, haftalık, aylık ve yıllık olarak geride bıraktığı ömrü değerlendirerek kendi kendini sorgulamalıdır. Zamanını nerede ve nasıl harcadığının hesabını yapmalıdır.
Değerli Mü`minler,
Allah korkusu ve dini sorumluluğumuz gereği, geride bıraktığımız günlerimizin muhasebesini yapmalıyız. Bunu yaparken, Rabbimizin; “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” [1] âyetini düşünerek hem yaptığımız hem de yapacağımız herşeyden hakkıyla haberdar olduğu bilinciyle geleceğe dair şu soruları kendimize sorarak muhasebe yapmalıyız:
- Dinimi, aslî çehresi ve gerçek güzelliği içerisinde tanıyor muyum?
- Rabbimin huzuruna günde beş defa yürekten gelen bir sevgi ile çıkıyor muyum?
- Muhtaç olduğum aşkı, irfânı ve ihlâsı sağlamak için boş vakitlerimi ve gecelerimi, ilim, tefekkür ve ibâdetle değerlendiriyor muyum?
- İçki, kumar, zina, riyâ, yalan, sömürü ve haklara tecavüz gibi dinin, ortak aklın ve ilmin yasakladığı işlerin hayatımda yeri var mı?
- Nafakamı katıksız ve şüphesiz helâlden kazanmak için yeterince hassasiyet gösteriyor muyum?
- İnandığım ve özlemini çektiğim ahlâk, eğitim, iktisad ve cemiyet düzeninin gerçekleşmesi için bana düşen vazifeler hususunda sorumluluğumu yerine getirebiliyor muyum?
- Yaşadığım Avrupa toplumunda İslâm’ın şeref libasını üzerimde layıkıyla taşıyabiliyor muyum? İslâmın güler yüzünü bütün çevreme, tek başıma kalsam dahi yine ben aktarabilir miyim?
Kardeşlerim,
Dün geride kaldı. Yarına ulaşacağımız belli değil. Bu günümüzü iyi değerlendirelim. Bir yıl daha geride kaldı. Yeni bir yıla girmek üzereyiz. Yeni yıla girerken yapılacak en önemli iş; geçmiş yılın muhasebesini çok iyi yapmaktır. Geçmişte yaptığımız hataları terk etmek, yeni yıl için yeni hedefler ortaya koymak, yeni atılımlar yapmak hepimizin hedefleri arasında olmalıdır.
2013 yılına ayak basarken, geçmişimize yönelik bir muhasebe yaparak yeni yıla girelim. Kendi adımıza, milletimiz ve insanlık uğruna neler yaptığımızı ve ne gibi güzellikler, hayırlar ve fedakârlıklar yapabilecegimizi bir kez daha düşünelim.
Rabbim daha nice yıllara; sağlıkla, huzurla ve sevdiklerinizle birlikte kavuşmayı nasip etsin.
[1] Haşr, 59/18.
İmran ÇELİK
DİTİB Bergheim Camii Din Görevlisi