Muhterem Müslümanlar!
İnsanın dünyaya gelişi anlamsız ve sebepsiz değildir. Yaradılışın gayesi, insanın önce kendisini yoktan var eden Allah’a inanması, O’nu bilmesi, O’nun emir ve yasaklarına uyarak hem bu dünyada hem de ahirette ebedî mutluluğa ulaşmaya çalışmasıdır. İnsanın bu gayeye ulaşması ise ancak ciddi bir eğitim alması ile mümkündür. İşte bunun için İslam’ın ilk emri “Oku!" olmuş ve Alak suresinin ilk beş ayetinde şöyle buyrulmuştur: “Oku! Yaratan.. İnsanı basit bir sudan yaratan Rabbinin adıyla oku! Oku! Çünkü kalemle (yazmayı) öğreten, (böylece) insana bilmediğini öğreten Rabbin, gerçekten sonsuz lütuf ve kerem sahibidir.”[1]
Değerli Kardeşlerim!
İslam dini kendisinden önceki dönemi cahiliye dönemi olarak niteleyerek cehalete karşı savaş açmış ve cahilliği en büyük düşman olarak kabul etmiştir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah bizlere cahillerden olmamayı[2] ve onlardan yüz çevirmemiz gerektiğini[3] bildirmiş, Hz. Peygamber de cahil olmaktan Allah’a sığınarak cehalet karşısındaki tavrını ortaya koymuştur.
Kardeşlerim!
Almanya’da farklı tarihlerde de olsa okullarda eğitim-öğretim başlamak üzere. Öğrencilerimiz bir yandan yeni bir sınıfa veya okula geçerek yeni başlangıçlar yapacak olmanın heyecanını yaşarken, miniklerimiz ise ilk kez okullu olmanın tedirginliği içinde. Veliler olarak bize düşen, çocuklarımızın eğitim durumunu takip etmek ve onlara başarılı olabilecekleri maddî, manevî, psikolojik her türlü ortamı temin etmeye çalışmaktır. Zira çocuklarımızın ve gençlerimizin derslerinde başarılı olarak, kendi inanç, kültür ve gelenekleriyle başı dik, onurlu ve içinde yaşadığı topluma değer katan bireyler olarak yetişmeleri en büyük dileğimiz. Rabbim bütün öğrencilerimize zihin açıklığı versin. Bahtlarını açık, derslerinde üstün başarılar ihsan eylesin. Her türlü kötülükten emin ve muhafaza eylesin.
Muhterem Müslümanlar!
Başlagıcından günümüze kadar hem cehaleti ortadan kaldırmak hem de eğitim ve öğretim faaliyetlerini yürütmek adına camilerimiz de İslam tarihinde önemli bir fonksiyon üstlenmişlerdir. Nitekim Hz. Peygamber Medine’ye hicret eder etmez İslam’ın ilk okulu olan Mescidi Nebevî’yi ve Suffe mektebini inşa ederek orada yoğun bir eğitim ve öğretim faaliyeti başlatmıştır. Suffe mektebinin kutlu öğrencileri Mescidi Nebevî’nin hemen yanı başında Hz. Peygamber’i dinleyip O’ndan İslam’ın esaslarını ve Yüce Kitabımız Kur'an ı Kerim’i öğrenmişler, hadis ezberlemişler, dinî ve dünyevî meselelerini orada müzakere etmişlerdir.
Değerli Kardeşlerim!
Bugün de sizin eserleriniz olan camilerimizde bu nebevî gelenek devam etmekte ve başta Kur’an-ı Kerim, Hadis, İlmihal dersleri olmak üzere çocuklarımıza ve gençlerimize ihtiyaç duydukları din eğitimi camilerimizde verilmektedir. Camilerimiz hepimiz için, ama en fazla çocuklarımız ve gençlerimiz için birer kimlik ve şahsiyet okullarıdır. Biz, camilerde hayat bulan, hayatı camilerde yaşayan mü’minleriz. Dinimizi, dilimizi, irfanımızı, gelenek ve kültürümüzü camilerimizde yaşar ve yaşatırız. Bu sebeple, okullarla birlikte camilerimizde de başlayacak yeni eğitim öğretim yılında çocuklarımızı ve gençlerimizi aramızda görmekten özellikle büyük bir heyecan ve mutluluk duyacağımızı belirtmek istiyoruz. Bu vesileyle, siz değerli velilerimize ve sevgili öğrencilerimize bir kez daha çağrıda bulunuyor ve diyoruz ki: Haydi, bu yıl da hep beraber camiye gidiyoruz ve yüce dinimizi öğreniyoruz!
DİTİB Hutbe Komisyonu