Kıymetli Mü’minler!
Okulların bugünlerde tatile girecek olması nedeniyle, kimimiz buralarda kimimiz de kilometrelerce yol kat edip, yolculuğa çıkarak ana-babamızı, aile büyüklerimizi, akrabalarımızı ziyaret edeceğiz inşallah. Şimdiden yola çıkacak tüm kardeşlerimize hayırlı yolculuklar diliyoruz. Rabbimiz kazasız belasız bir şekilde gidip gelebilmeyi nasip etsin. Bu ziyaretler vesilesiyle ailelerimiz, akrabalarımız ve dostlarımız arasında sıcacık muhabbetler, hatıralar ve sapasağlam bir bağ oluşacaktır. Dinimizin üzerinde hassasiyetle durduğu bu bağ, dilimizde sıla-i rahim olarak isimlendirilmiştir.
Dinimiz İslam, insanın akrabaları ile olan bağlarına yani sıla-i rahime büyük önem vermiştir. Sıla-ı rahim, başta ailemiz olmak üzere, akrabalara iyilikte ve yardımda bulunma, onları ziyaret etme, onlarla ilgilenme ve akrabalık bağlarını güçlendirip koruma, onların sevinçlerini, üzüntülerini paylaşmak demektir.
Tarihimize ve köklü medeniyetimize baktığımız zaman, akrabalık bağlarını koruma-nın, yaşatmanın; en büyük değerlerimizden biri olduğunu görürüz.
Kıymetli Kardeşlerim!
Kur’an-ı Kerim’de geçmiş peygam-berlerin kıssalarını okurken onların akrabalık bağlarını korumakta ne denli titiz davrandıklarını görmekteyiz. Geçmiş peygamberlerin bu hassasiyetini destekler mahiyette Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) de, akrabalık bağlarını sağlam tutmanın gerekliliğini her fırsatta ümmetine anlatmış ve bizzat örnek olmuştur.
Birgün sahabeden biri Resülullah (s.a.v)‘e gelerek: “Ey Allah’ın Rasûlü! Beni cennete yaklaştıracak ve ateşten uzaklaştıracak bir ameli haber verir misin?“ dedi. Peygamberimiz (sav); “Allah’a ibadet eder, O’na hiçbir şeyi ortak koşmaz, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, yakınlarını ziyaret edersin.“ cevabını verdi. Adam oradan ayrılırken, Resülullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Emrolunduğu şeyleri yaparsa cennete girer.”[1]
Muhterem kardeşlerim!
Bugün teknoloji hızla gelişmekte ve aradaki mesafeler hızla yakınlaşmaktadır. Düne göre bugün ailemizin, sevdiklerimizin, yakınlarımızın hal ve hatırlarını sormak daha kolay hale gelmiştir. Durum böyleyken çoğu zaman kendimizi, ailemizi, akrabalarımızı ihmal ederek bencilliğe, yalnızlaşmaya, bireysel bir yaşama doğru hızla yol alıyoruz. Hâlbuki yakınlarımızdan, ailelerimizden evlat yolu gözleyen nice ana-babalar vardır. Halinin, hatırının sorulmasını bekleyen nice akrabalarımız vardır. Bir selamla bir tebessümle yıkık ve yaralı gönüllerinin tamir edilmesini bekleyen nice yakınlarımız vardır.
O halde Değerli Kardeşlerim!
Gelin; evlatlarımızla, ailelerimizle birlikte yapacağımız sıla-ı rahimlerde ana-babalarımızı, büyüklerimizi ziyaret etmenin hazzını ve onların duasını almanın huzurunu ve bereketini yaşayalım ve çocuklarımıza da bu anları yaşatalım. Komşu ve akrabalarımızı ziyaret ederek, ilişkilerimizi canlı tutalım ki, evlatlarımız da büyükleri ziyaret etmeyi, onların duasını almayı, akrabalık bağlarını sıcak tutmayı bizlerden böylece öğrenmiş olsunlar. Hutbemi, aramızdaki akrabalık bağlarını kuvvetlendirmeyi imanın bir gereği olarak ifade eden, Sevgili Peygamberimizin hadis-i şerif mealleriyle bitirmek istiyorum: ‘Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse akrabasını gözetsin.”[2] “Kim rızkının bollaştırılmasını yahut ömrünün bereketlenmesini arzu ederse, akraba ile irtibatını sürdürsün!”[3] “Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa, misafirine ikramda bulunsun. Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa, akraba ile irtibatını sürdürsün...” [4]
Mesut Bayar
Worms DİTİB Veysel Karani Camii Din Görevlisi
[1] Müslim, İman, 4
[2] Buhari, İlim, 37
[3] Müslim, Birr,20; Buhari, Edeb,12
[4] Buhari, Edeb, 85