سْمِ اللهِ الْرَّحْمَنِ الْرَّحِيمِ
قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ ، مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ ، وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ اِذَا وَقَبَ ، وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ ، وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ اِذَا حَسَدَBismillâhirrahmânirrahîm
[Rahmân ve rahîm Allah’ın adıyla]
“De ki: ‚Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.‘”
Aziz Mü‘minler,
Sünnetullah olarak bilinen ilahî emirlerin ana gayesi, insanın dünya ve âhiret mutluluğunu temin edebilmesi amacına yöneliktir. Bu amaç üzere yaşayabilmesi için de Allah Teâla insana, peygamberler ve kitaplar göndermiştir. Son ilahî kitap olan Kur’ân‘da da erdemli, huzurlu ve mutlu birey ve toplum hayatının elde edilebilmesi için, şahsî, ailevî, dînî, ve sosyal ilişkilerde uyulması gereken bazı kâideler vazetmistir.
Değerli Mü‘minler,
Fertlerin ve toplumların huzurunu ortadan kaldıran ve dinimizin kesin olarak yasakladığı fiillerden biri de; sihir, büyü, fal gibi batıl ve yanlış fiillerle uğraşmak ve yapanlara inanmaktır. Yüce Kitabımız Kurân’da şöyle buyurulmaktadır.
“…Fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı.” [1]
“Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. ” [2]
“…düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.” [3]
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de şöyle buyurmaktadır:
“Kuş uçuran veya kendisi için kuş uçurulan, fala bakan veya baktıran bizden değildir. Kim bir falcıya gider de söylediğine inanırsa, o kimse Muhammed'e indirileni inkar etmiş olur.” [4] “Her kim Arrâfa (çalınan birşeyin veya yitiğin yerini haber veren) gider, ondan birşey sorar da, onun verdiği haberi doğrulasa, o kimsenin namazı kırk gün kabul olmaz.” [5] Ayrıca Efendimiz, sihir ve büyü ile uğraşmanın ve büyücülere başvurmanın büyük günahlardan olduğunu; büyücülere ve falcılara başvuran kişilerin, Allah’ın yardımından mahrum kalacaklarını ifade etmiştir. [6]
Büyü, sihir ve fal gibi batıl uygulamaların; yalan, aldatma, kandırma, Allah'tan başkasından yardım bekleme ve Allah'tan başkasının gaybı bilebileceğini ümit etme gibi İslam'ın temel ilkeleriyle bağdaşmayan birçok yanlışlığı ihtiva etmesine rağmen - maalesef - günümüzde bilgisizlik ve bilinçsizlik sebebiyle bu fiillere talep ve rağbetin arttığı görülmektedir.
Muhterem Müslümanlar,
Sihir, kehanet, medyumluk, falcılık gibi batıl işlerden sakınmalı, bu işlerle meşgul olanlara asla itibar etmemeliyiz. Büyücülerin, falcıların, medyumların ve gelecekten haber verdigini iddia edenlerin söylediklerinin hiçbir zaman gerçeği yansıtmayacağını, geleceğin sahibinin ancak Allah oldugunu ve geleceği de yalnızca Allah’ın bilebileceğini; bizlerin vazifesinin bütün işlerimizde üzerimize düşenin ifasindan sonra Allah'a tevekkül etmek ve O'ndan yardım istemek olduğunu asla unutmayalım.
[1] Mâide, 5/3.
[2] Mâide, 5/90.
[3] Felak, 113/1, 4.
[4] Mecmeu‘z-Zevâid ve Menbeu'l-Fevâid, c.V, s.118, Beyrut 1967.
[5] Müslim, Selâm, 35.
[6] Ebû Dâvûd, Vesâya 10; Nesâi, Tahrîm 3.
Fatih KARAZEYBEK
Ingolstadt Din Görevlisi