Aziz Kardeşlerim!
Dünya kamuoyunda en çok tartışılan ve çözüm aranan konulardan birisi de Dünya’nın ekolojik yapısının bozulmasıdır. İnsanın tabiata karşı sergilediği bencil, dikkatsiz ve vurdumduymaz tutumlar sonucu çevrenin maruz kaldığı tahribat, bugün endişe verici ve telafi edilmesi zor bir hal almış; teknolojik gelişmelere bağlı olarak oluşan kirlilik, insanlığı tehdit eder hale gelmiştir. Çevre kirliliğine bağlı olarak ortaya çıkan küresel ısınma problemi ve iklim değişikleri, bugün dünyanın en önemli problemini oluşturmaktadır. İnsanın çevreye verdiği zarar, tükettiği gıdaların tabiatının bozulmasına kadar ulaşmış ve bu durum, bilinmeyen yeni hastalıkların ve felaketlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Muhterem Müminler!
Yüce Rabbimiz, bu tür felaketlerin sebebinin yine insanın kendisinin olduğunu Rûm suresinde bize şu şekilde bildirmektedir: “Allah’ın buyruklarını umursamayan şu insanların yaptığı hatalar yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı, nizam bozuldu. Doğru yola ve isabetli tutuma dönsünler diye Allah, yaptıklarının bazı kötü neticelerini onlara tattırır.”[1] Bu nedenle insanın, Cenab-ı Hakk’ın “Göğü Allah yükseltti ve mizanı O koydu, sakın dengeyi bozmayınız!”[2] emrini hiçe sayarak, tabiatın ruhuna aykırı şekilde davranış sergilemesi, kendi aleyhine neticelenen vakıalarla karşı karşıya kalmasını beraberinde getirmiştir.
Kıymetli Müminler!
Şüphesiz İslam biz Müslümanlara, çevreye karşı duyarlı olmayı emretmektedir. Bu nedenle her Müslüman, canlı-cansız ayrımı yapmaksızın, çevresine zarar vermek şöyle dursun, çevresini ihya ve inşa etmekle vazifeli olduğunun daima bilincinde olmalıdır.
Acaba bizler; her hususta bize en güzel örnek olan sevgili Peygamberimiz’in tavsiyelerine kulak vermiş olsaydık, çevremizi kirletebilir miydik ya da kirletilmesine müsaade eder miydik?
Onun “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.”[3] uyarısını kendimize düstur edinseydik, etrafımızdaki insanların, hayvanların veya diğer canlıların tek bir kılına dahi zarar verebilir miydik?
“Kim bir sidre ağacını (lüzumsuz yere) keserse, Allah onun başını cehenneme uzatır.”[4]; “Kıyamet kopuyor olsa ve birinizin elinde bir fidan bulunsa, kıyamet kopmadan onu dikebilirse bunu hemen yapsın!”[5] hadisi şerifindeki inceliği kavrayabilseydik, keyfi sebeplerden ötürü bitkilerimizi, ormanlarımızı, ölçüsüz bir şekilde yok edebilir miydik?
Bütün insanlık ailesi olarak, Rabbimizin bize bahşettiği nimetlerin kıymetini nasıl bilmeyiz? Yer altı zenginliklerimizi düşüncesizce ve fütursuzca tüketerek, havamızı, toprağımızı ve suyumuzu kendi ellerimizle nasıl zehirleyebiliriz?
Aziz Kardeşlerim!
Gelin, biz Müslümanlar Rabbimizin bize emaneti olan dünyamıza sahip çıkalım. Çevremize karşı olan vazife ve sorumluluklarımızı yerine getirelim. Sevgili Peygamberimizin bize gösterdiği doğrultuda daima çevremizi koruyalım. Öyle ki, yaşamakta olduğumuz topluma, çevreye karşı gösterdiğimiz duyarlılıkla örnek olalım. Dünyamızın ortak sorunu olan çevre kirliliğine karşı mücadelede, Müslümanlar olarak sorumluluklarımızın olduğunu asla unutmayalım.
DİTİB Hutbe Komisyonu
[1] Rûm, 41.
[2] Rahmân, 7-8.
[3] Buhârî, “Edeb” B. 18; Müslim, “Fedâil” H.No: 65.
[4] Ebû Dâvûd, Edeb, 158-159/5239.
[5] Ahmed, III, 191, 183.