Takvim yapraklarının sonlarına doğru yaklaştığımız, ömür sermayemizden bir yılı daha geride bırakarak ahirete bir adım daha yaklaştığımız bir zaman dilimindeyiz. Yılın bu son Cuma buluşmasında, Asr Suresi’nin bizlere öğrettiği hakikatleri gündemimize taşımak istiyorum.
Kardeşlerim! Aziz Müminler!
Yüce Rabbimiz Kur’an’da, geceye, gündüze, sabaha , kuşluk vaktine, fecre , şafağa yemin ederek, tüm bu zaman dilimlerini yaptıklarımıza ve yapacaklarımıza şahit tutar. Asr Suresi’nde de Yüce Allah, “Asr’a yemin olsun!” diyerek hem zamanın önemine dikkatlerimizi çekmekte hem de zamanın hesap günü lehimizde veya aleyhimizde tanıklık yapacağını hatırlatmaktadır.
Öncelikle şunu ifade edelim ki; insan doğuştan kurtuluş garantisine sahip değildir; kaybedeceği de kesin değildir. Zira İslam, söylemden ziyade, ‘eylem’ dinidir. Her insanın çabası kendisine bağlıdır. Ve insan, ancak çabasının sonucunu elde edecektir. Sureyi bütünüyle okuduğumuz-da, Yüce Yaratan’a karşı kulluk, yaratılanlara karşı insanlık vazifelerini hakkıyla yerine getirenlerin asla kaybetmeyecekleri hakikatiyle karşılaşırız.
Kardeşlerim!
Kur’an’ın birçok ayetinde, imanın tamamlayıcı unsuru olarak ‘salih amel’ kavramının yer aldığını görürüz. Aynı durum bu surede de karşımıza çıkar: İman eden ve sâlih amel işleyen insanlar, asla kaybedenlerden olmayacaklardır.
Kur’an’ın gönderiliş amacı, ahlakı güzel insanlar, adil ve huzurlu toplumlar; barış dolu, yaşanabilir bir dünya inşa etmektir. Bu da Allah’a imanla birlikte, bireysel ve toplumsal sorunları tedavi edici eylemler üreterek gerçekleşir. Tıpkı sevgi gibi, iman da ispat ister. Güzel eylemlerle ispat edilmemiş bir iman, kuru bir iddiadan öteye geçemez. Bu yüzden, ölüm anında yapılan imanın da tövbenin de Allah katında bir kıymeti olmayacaktır.
Aziz Müminler!
Asr Suresi, kayıp ve hüsrana uğramamanın ancak iyilik, güzellik, hak ve adaletin yanında yer almakla mümkün olabileceğini hatırlatır bizlere. Müslüman, gerçek hayatta olduğu gibi sanal ortamlarda da her zaman hakikati söylemek ve bunu bir emanet duyarlılığıyla başkalarına tavsiye etmekle mükelleftir.
Yine bu kutlu sure, iyilik ve güzelliklerle dolu, hakkaniyetli ve adil bir yaşam için sabır ve kararlılıkla yardımlaşmak gerektiğini öğretir bizlere. Mümin, her hayra öncü ve her yardıma muhtaç olana Hızır’dır. Bu sebeple mü’min, kardeşinin yıkılacağını hissettiği zaman ona destek veren bir duvar, düştüğünde ise onu ayağa kaldıracak güçlü bir el olmak durumundadır. Sahabe-i kiramın bir araya geldiklerinde tıpkı bu surenin öğrettiği gibi, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye etmeden o ortamdan ayrılmadıkları nakledilir. Bu hassasiyet, onların kazanan insanlardan olma yolunda ciddiyetlerini ve ayetlere karşı duyarlılıklarını gösteren güzel bir örnektir.
Kardeşlerim!
Hayat, her birimize değişik soruların sorulduğu ve her birimiz için birbirinden farklı sürelerin verildiği dinamik bir sınav merkezidir. Şunu da hiçbir zaman unutmayalım ki hayat çok kısadır. Bugün varız, yarın yokuz. İçinde bulunduğumuz bu Cuma günü, kimimiz için bu hayat sınavının bittiği gün olacaktır. Allah bilir, birazdan kılacağımız Cuma namazı, belki de kılacağımız son namaz olacaktır. Allah bilir, belki de gireceğimiz yeni yıl, kimimiz için belki de mezar taşımızda yazılacak ölüm yılımız olacaktır.
Rabbim ömrümüzün kalan kısmını, geçen kısmından daha bereketli eylesin! Rabbim bir yıl boyunca işlediğimiz kusur ve günahlarımızı aff-ı mağfiret eylesin. Yeni yıl, tüm insanlık adına barış ve huzur yılı olsun! Cumamız mübarek olsun!
DİTİB Hutbe Komisyonu
1 Şems Suresi: 91/3-4
2 Müddessir Suresi: 74/34
3 Duha Suresi: 93/1
4 Ferc Suresi: 89/1
5 İnşikak Suresi: 84/16
6 İsrâ Suresi: 17/13
7 Necm:53/39
8 Yunus Suresi:10/90-91
9 Nisa Suresi: 4/18