“Dünyamız Huzura ve Barışa Hasret!”

Kardeşlerim! Aziz Müminler!

İslam dini; adalet, merhamet ve hoşgörü merkezli bir barış dinidir. Kelime anlamı “uzlaşma, barış ve teslimiyet’’ olan İslam’ın en temel gayesi; iyiliğin, huzurun ve barışın yeryüzüne hâkim olmasıdır.

Yüce Yaratıcı, insan tabiatına iyi ve kötü olma potansiyeli yerleştirmiş,[1] güzel davranışları hangimizin sergileyeceğini sınamak için, bizlere bir tercih alanı sunmuştur.[2] Mayasında var olan iyilik tohumlarını sulayıp büyütenler çevresine rahmet olmuş; kötülük tohumlarını büyütenler ise, güzelim dünyamızı yaşanmaz hale getirmişlerdir. Çatışmalar, işgaller ve savaşlar hiçbir zaman insanlığa huzur getirmemiş; geride sadece kan, gözyaşı ve yerle bir olmuş şehirler bırakmıştır. Son olarak Ukrayna’da meydana gelen savaş, daha önce onlarcasına ve yüzlercesine şahit olduğumuz manzaraları yeniden dünya gündemine sokmuş ve insanlığın geleceği üzerinde kara bulutların dolaşmasına yol açmıştır. Yine masum ve mağdur milyonlarca insan, kadın- erkek, çoluk-çocuk, acımasız çatışmaların ortasında yaşam mücadelesi vermek zorunda bırakılmıştır.

Aziz Müminler!

Dinlerin özünde insan öldürmek değil, onu yaşatmak vardır. Zira insanın canı, malı, namusu mukaddestir, dokunulmazdır.[3] İnancımıza göre bir cana kıyılması, tüm insanlığın yok edilmesine; bir canın kurtarılması da tüm insanlığın kurtarılmasına eş değerdir.[4]

Kardeşlerim!

Hz. Âdem’in çocukları olarak hepimiz birbirimizle kardeşiz.[5] Farklı kıtalarda, farklı ülkelerde, farklı coğrafyalarda yaşasak da hepimiz aynı nefesi içimize çekiyor, aynı gökyüzüne bakıyor, aynı güneşle aydınlanıp, aynı yağmurla ıslanıyoruz.  Ve insanlık olarak birliğe, beraberliğe ve dayanışmaya çok daha ihtiyaç duyduğumuz bir süreçten geçiyoruz. 

Bu zor ve sıkıntılı günlerde geliniz hep birlikte; ‘’Savaşa hayır! Barışa evet!’’ diyelim. Mazlumun dinini, ırkını, rengini, cinsiyetini sormayalım. Masumların ülkesini, milletini, memleketini sorgulamayalım.

Geliniz, büyük insanlık ailemizin gözü yaşlı çocuklarına, yurdundan göç etmek zorunda kalan gönlü yaralı mazlumlarına ve 15 Mart 2019’da Yeni Zelanda’da 51 masumun hayatına mal olan saldırıda hayatını kaybedenler için bir kez daha dua edelim:

Bizlere, barışa hasret dünyamızı bir barış yurduna dönüştürecek irade ve dayanışma gücü ver Allah’ım. Savaş yüzünden dağılan yuvaları sen yeniden birleştir Allah’ım. Yeryüzüne kötülük ve bozgunculuğun değil, iyilik ve merhametin hâkim olmasını istiyoruz, nasip eyle Allah’ım.

Değerli Mü’minler!

Mübarek üç ayların ortasına ulaştığımız şu günlerde, geçen her gün bizi Ramazan’a bir adım daha yaklaştırıyor. Nasip olursa, 17 Mart Perşembe’yi Cuma‘ya bağlayan gece Berât Kandilini idrak edeceğiz. Ruha ağır gelen her türlü sıkıntıdan, insanı inciten her türlü hatadan, yaratılış amacımıza ve Rabbimizin rızasına yakışmayan her türlü kötülükten berat etmek için eşsiz bir fırsat daha yakalayacağız inşallah.

Bu vesileyle, hepinizin kandilini tebrik ediyorum. Rabbimiz bu mübarek gece hürmetine bizlere, günah yüklerinden arınmış ve suçlarından berat etmiş kullar olarak Ramazan’a ulaşmayı nasip eylesin.

DİTİB Hutbe Komisyonu

[1] Şems, 91/8.
[2] Mülk, 67/2.
[3] Müslim, Hac 19.
[4] Maide 5/32.
[5] Ebû Dâvûd, Edeb, 110-111.

Cookies erleichtern die Bereitstellung unserer Dienste. Mit der Nutzung unserer Dienste erklären Sie sich damit einverstanden, dass wir Cookies verwenden.

We also use analytics & advertising services. To opt-out click for more information.