Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz, insanı eşref-i mahlûkat olarak yaratarak onu üstün kabiliyetlerle donatmış ve kâinattaki her şeyi onun istifadesine sunmuştur. “Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.”[1] ayetinde de vurgulandığı üzere, yaratılan insandan beklenen ise, Allah Teâlâ’ya itaat etmek, ihlas ve samimiyetle ibadet etmektir.
Değerli Müminler!
İbadet, insanın Allah’a karşı duyduğu saygı ve sevginin sonucu olarak O’nun rızâsına uygun davranma çabasını ifade eder.[2] İnsanın Rabbinin hoşnutluğunu kazanmak arzusuyla ifa ettiği ibadetler, insanın Cenab-ı Hakk katındaki kıymet ve itibarını artırır. “Geçmiş ve gelecek bütün günahların bağışlandığı halde ibadet için neden bu kadar kendini yoruyorsun?” diye soran Hz. Âişe’ye; Hz. Peygamber’in “Şükreden bir kul olmayayım mı?”[3] şeklindeki cevabı ibadetin şükür ve teşekkür boyutunu ortaya koymaktadır. Hz. Peygamber’in “Bana bu dünyadan üç şey sevdirildi. Bunların en güzeli ve kıymetlisi ise gözümün nuru olan namazdır.” ifadesi ise, dünya nimetleri içerisinde tercihimizin hangi yönde olması gerektiğini göstermesi açısından oldukça dikkat çekicidir.
Kıymetli Müminler!
İbadetin, fert ve topluma kazandırdığı faydalar sayılamayacak kadar çoktur. İbadetler; bizi Rabbimize yaklaştırır; sabır ve şükre alıştırır. İnsanın ruhunu, iradesini ve moralini güçlendirir; ruhî sıkıntılarından kurtulmasın sağlar. İnsanı dünyanın hırs, kötülük ve gösterişinden korur. Güzel ahlâkı güçlendirir; sosyal kaynaşmayı ve dayanışmayı gerçekleştirerek toplumda birlik ve beraberliği temin eder. İnsanlar arasında takva dışında herhangi bir üstünlüğün bulunmadığı inancını vicdanlara ve zihinlere yerleştirir.
Aziz Cemaat!
Namaz, oruç, hac, zekât gibi temel ibadetlerle birlikte, fert ve toplum yararına gerçekleştirilen her olumlu davranış, her türlü iyilik çabası ve kötülüğe karşı yürütülen her mücadele de ibadettir. Bu minvalde bir kimseye güler yüz gösterip selam vermek, anne babaya hizmet ve hürmet etmek, ailesinin maddi ve manevi ihtiyaçlarını temin etmek, bir garibin gözyaşını silmek, bir yetimin başını okşamak, mazlumun ve mağdurun yanında olmak da ibadettir.
Kıymetli Kardeşlerim!
İbadetlerde dünyevî beklentilerden ve gösterişten uzak olmak kadar devamlılık da önemlidir. Nitekim Yüce Allah Kuran-ı Kerim’de “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et!”[4] buyurmaktadır. Peygamberimiz (s.a.s.) de “Allah katında amellerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır.”[5] buyurarak ibadette kararlı ve istikrarlı olmayı tavsiye etmektedir.
Öyleyse geliniz, Rabbimize karşı kulluk vazifemizin idrakinde olalım. İbadetlerimizi aksatmadan en güzel şekilde yerine getirelim. İbadetlerimizi eda ederken riyadan ve her türlü dünyevi meşguliyet ve beklentilerden arınmaya gayret edelim. İbadetleri terk ve ihmalin dünyada manevi boşluk, bereketsizlik ve huzursuzluk sebebi; Rabbimiz katında da vebali ağır bir yük olduğunu asla unutmayalım.
DİTİB Hutbe Komisyonu
[1] Zâriyât 51/56.
[2] İbadet Maddesi, Diyanet İslam Ansiklopedisi, DİA, 19. Cilt.
[3] Buharî, Teheccud, 6; Müslim, Sıfâtü’l-münâfikîn, 81.
[4] Hicr 15/99.
[5] Ebû Davûd, Tatavvu, 27.