Muhterem Müslümanlar!
Medine’de bir bayram sabahıydı. Mümin gönüller bayram heyecanı ve coşkusuyla dopdoluydu. Mescid‑i Nebevî’nin yanı başındaki namazgâhta genç-yaşlı, kadın-erkek, çoluk-çocuk hep birlikte bayram namazı eda edildi. Peygamberimiz (s.a.s.)’in îrâd ettiği hutbenin ardından, sıra kurbanları kesmeye gelmişti. Rasûl-i Ekrem Efendimiz, âdeti olduğu üzere iki kurban hazırlamıştı. Kendisine getirilen kurbanlık koçları şefkatle sıvazlayarak kıbleye doğru yatırdı ve şu mealdeki âyet-i kerimeleri okudu: “Ben, O’nun birliğine inanarak, yönümü gökleri ve yeri yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.”[1] “Şüphesiz namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun ortağı yoktur.”[2] Daha sonra Allah Rasûlü (s.a.s.), “Allah’ım! Bu kurbanlar senin nimetindir. Muhammed ve ümmeti tarafından senin rızan için sunulmuştur…”[3] “Allah’ım! Benim ve ümmetimin kurbanlarını kabul eyle!”[4] diyerek dua etti ve Allah’ın adını anarak kurbanlarını kesti.
Aziz Müminler!
Kurban Bayramı’na sayılı günler kaldı. Nasip olursa 27 Haziran Salı günü sabah namazıyla birlikte başlayacak teşrik tekbirlerimizle Kurban Bayramı günlerine girmiş olacağız. 28 Haziran Çarşamba günü ise Kurban Bayramı’nı idrak edecek ve hep birlikte vahdet şuuruna, kardeş ve ümmet olma bilincine ereceğiz. Rabbim sağlık ve afiyet içerisinde bayrama ulaşabilmeyi cümlemize nasip eylesin.
Her ne kadar haccetme imkânı bulamasak da samimi dualarımızla kutsal beldelerde yapılan dualara ortak olacağız. Şimdi, kimi babamız kimi annemiz kimi amcamız, teyzemiz, kardeşimiz olan milyonlarca insan, Allah’ın bağış ve rahmetinin sağanak sağanak yağdığı o kutlu evin bereketinden pay almak için tavaf halinde. Herkesin ve her şeyin nihaî karar noktası olan Rabbimizin huzurunda, iki parça ihram elbisesi içinde, yokluğunu, aczini ve kimsesizliğini itiraf ederek af ve mağfiret umuduyla teslimiyetini arz ediyor; dillerde “Lebbeyk!” dualarıyla ahdini ve misakını yeniliyor. Kâbe hasretiyle, Peygamber sevgisiyle tutuşan milyonlarca kardeşimiz yıllardır özlem duydukları mübarek bir hayali gerçekleştirmenin heyecanını yaşıyor. Rabbim tüm kardeşlerimizin haccını şimdiden mebrûr ve makbul eylesin. İbadetlerini sağlık ve afiyetle tamamlayarak evlerine, sevdiklerine dönmelerini nasip ve müyesser eylesin.
Değerli Müminler!
Diğer yandan kurbanlarımızla, Rabbimize kulluğumuzu ve itaatimizi bir kez daha izhar edeceğiz. Derin hatıraları bünyesinde barındıran kurban ibadeti, Hz. Âdem’den bugüne her topluma emredilmiştir. Kurban, tevhidin sembolü, din-i mübin-i İslam’ın önemli bir şiarıdır. Kurban, Allah’ın rızasına ve takvaya erişme gayretidir. Kurban, Yüce Yaratana karşı ihlas ve samimiyet, sadakat ve teslimiyet, şükür ve vefa beyanıdır. Sahip olduğumuz her şeyi Allah yolunda tereddütsüz feda edebilme iradesidir kurban. Aziz Müslümanlar! Kurban ibadeti bizlere, malımızı Allah rızası için harcama ve başkalarıyla paylaşma mutluluğunu tattırır. Bizi cimrilik hastalığından, dünya malının esiri olmaktan kurtarır. Kurbanlarımızla hem Rabbimize yaklaşır hem de muhtaç kimselerin hanelerine muhabbet ve sevinç taşırız. Coğrafyaları aşan gönül köprüleri inşa ederiz. Tanıdığımız, tanımadığımız nice kardeşimizin dertleriyle dertlenip, onlar için iyilik ve hayır eli oluruz. Kurban ibadetiyle birlik ve beraberliğimizi güçlendirir, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu diri tutarız.
Değerli Kardeşlerim!
Hutbeme son verirken, sizleri bir kez daha Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte, “Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş!” şiarıyla yürüttüğümüz Vekâlet Yoluyla Kurban Kesim Organizasyonumuza destek vermeye davet ediyoruz. Şundan lütfen emin olunuz: Kurbanlarınız, İslami usullere uygun bir şekilde kesilerek başta ülkemizdeki deprem bölgeleri olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaştırılacaktır. Bayramın birinci günü akşamına kadar derneklerimize ve din görevlilerimize bizzat başvurarak yapacağınız bağışlarla, müminler arasındaki sevgi ve kardeşlik köprülerinin sağlamlaştırılmasına katkıda bulunacağınızı lütfen unutmayınız. Cumamız mübarek olsun.
DİTİB Hutbe Komisyonu
[1] En’âm, 6/79.
[2] En’âm, 6/162-163.
[3] İbn Mâce, Edâhî, 1; Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 3-4.
[4] Müslim, Edâhî, 19.