Kardeşlerim! Aziz Müminler!
Yüce Rabbimiz, güzel insanlardan oluşan güzel bir cemiyet oluşturmak için, tarihte yaşanmış bazı güzel ve dikkat çekici hayatları Kerim Kitabına taşımıştır. Kıssaların en güzeli[1] olarak ifade edilenYusuf ve kardeşlerinin hayatında da almak isteyenler için pek çok dersler vardır.[2] Hayatın farklı durumlarıyla ilgili birçok öğretiyi içerisinde barındıran bu güzel kıssadan alabileceğimiz hisselere, gelin hep birlikte kulak verelim ve bunları hayatımıza yansıtmaya çalışalım:
Değerli Anneler, Babalar! Çocuklarımıza karşı kullandığımız iletişim dilimizin sevgi ve şefkat temelli olmasına özen gösterelim. Çocuklarımıza gönül alıcı sözlerle hitap edelim. Evlatlarımızı iyi tanıyalım. Artılarını, eksilerini, karakter ve mizaçlarını göz önünde bulundurarak onlara yaklaşalım. Kardeşler arasında kıskançlıklara sebep olabileceği için sevgi ve ilgide çocuklarımızın arasında ayrım yapmayalım. Tüm çocuklarımıza eşit derecede ilgi, sevgi ve yakınlık gösterelim.
Sevgili Çocuklar! Kıymetli Gençler! Çocuklar olarak biz de anne-babalarımıza daima sevgi ve hoşgörü diliyle hitap edelim.
Hayatta bize zarar vermek isteyen kişilerin olabileceğini unutmayalım; özel bilgilerimizi, hayallerimizi, gelecek planlarımızı, rüyalarımızı sadece bize daima yol gösterecek olan anne babalarımızla ve sevdiklerimizle paylaşalım; onların tecrübe, fikir ve tavsiyelerini dikkate alalım. Bizleri çağın karanlık kuyularına atacak art niyetli insanlara karşı dikkatli ve bilinçli olalım. Aklımızı da ruhumuzu da Allah’tan başkasına adamayalım.
Aziz Cemaat, Değerli Kardeşlerim! İffet ve namusumuzla imtihan edildiğimizde aklımıza, zindana atılmayı iffetsizlik yapmaya tercih eden Yusuf (a.s.) gelsin. Yaşadığımız çağın Yusuf’ları olabilmek için bizi yanlıştan koruyacak olan iman refleksimizi daima canlı tutalım. Yüce Allah’ın, kulunu daima görüp gözettiğini; kendisine inanıp güvenen, güzel davranışlarla bu güveni ispat etmeye çalışanların daima destekçisi olduğunu unutmayalım.
Bizi besleyip büyüten insanlara kötü niyet beslemeyelim, onlara ihanet etmeyelim. İnsanların iffetine, namus ve şerefine dil uzatmayalım. Her şartta adaleti gözetelim. Bir konu hakkında hüküm vermeden önce ilgili tarafları mutlaka dinleyelim, delilleri iyice araştıralım, objektif ve adil olalım.
Muhabbet, Allah’ın insana bahşettiği en güzel duygudur. Sevgi, muhabbet ve aşkı dış görünüşe indirgemeyelim. Sevginin en büyüğünü, en büyük olana, Yüce Allah’a ayıralım. Aklımızı örten, irademizi esir alan her türlü zararlı maddeden, kötü alışkanlıklardan uzak duralım. Kendimize de sevdiklerimize de yazık etmeyelim. Allah’ın iyilik ve ikramından asla ümidimizi kesmeyelim. Elimize geçen güzel fırsatları iyi değerlendirelim. Kendimizi iyi geliştirelim. Öyle güzel insanlar olalım ki; sadece içinde yaşadığımız topluma değil, uzak coğrafyalarda yaşayan mağdur ve mazlum insanlar için de rahmet olalım.
Himayemiz altında olan kişilerin dertleriyle dertlenelim, sorunlarına çözümler bulmaya çalışalım. Ne iş yaparsak yapalım, güvenilir olalım, işimizin hakkını verelim, sağlam yapalım. Bize üst düzey bir görev teklif edilse bile, şayet o işten anlamıyorsak yapılan teklifi reddedelim; sadece yapabileceğimiz işe ve göreve talip olalım.
Hayat bir mücadele alanıdır. Aniden sevdiğimiz bir yakınımızı kaybedebilir, kariyer ve mesleki hayatımızda beklenmedik sürpriz, üzücü durumlarla karşılaşabilir; şok edici haberlerle sarsılabiliriz. Sabrın, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’in ifadesiyle, üzüntü ya da öfkeyle şoka girdiğimiz o ilk dakikalarda gösterdiğimiz direnç ve metanet olduğunu[3] unutmayalım. Böyle durumlarda dahi parolamız "şimdi bana düşen güzelce sabretmek/hayat mücadelesine devam etmek" olsun.[4]
Sevdiklerimize hediyeler verelim. İhtiyaç sahibi olan ailemize, onların onur ve haysiyetlerini kırmadan maddi destekte bulunalım. İnsanın, içindeki kötülük tohumunu beslediği sürece yanlış işler yapacağını unutmayalım. Yapılan her yanlışın karşılığının gün olur karşımıza çıkacağını da unutmayalım. Can alıcı değil, cana can katıcı olalım. Yanlışlarımızdan dolayı pişmanlık duyalım, hatalarımızın farkında olalım, incittiğimiz insanlardan özür dileyelim. Yaptığı hatanın farkında olanlara ve bizimle yepyeni bir sayfa açmak isteyenlere karşı da affedici olalım. Rabbimizle ilgili şu üç temel öğretiyi aklımızdan hiç çıkarmayalım: Allah her an iş başındadır. Allah her yerdedir. Allah her şeyden haberdardır.
Rabbim bizleri Yusuf peygamberin kıssasından hayatına dersler alarak güzelleşen insanlardan eylesin. Hutbeme, Yusuf peygamberin yaptığı şu güzel dua ile son vermek istiyorum: ‘’Ey Rabbim! Dünyada da ahirette de bizim en yakınımız sensin. Canımızı, sana tam teslim olmuş biri olarak al ve bizleri iyi kimselerin arasına kat!”[5]
DİTİB Hutbe Komisyonu
[1] Yusuf, 12/3.
[2] Yusuf 12/7.
[3] Buhârî, Cenâiz, 31.
[4] Yusuf, 12/83.
[5] Yusuf, 12/101.