Günlerin En Hayırlısı: Cuma Günü

Aziz Mü’minler!

Bugün Cuma. Günlerin en hayırlısı, en bereketlisi. Bugün mü’minlerin bayramı, saflarımızı daha sık tutma, gönüllerimizi kaynaştırma zamanı. Kardeşçe, omuz omuza Huzur’a çıkma ve hesabımızı topluca Evrenin Sahibi’ne arz etme zamanı. Kıymeti ve faziletiyle diğer günlerden ayrılan bambaşka bir maneviyat iklimi. Bakınız, bu günü Efendimiz Peygamberimiz (s.a.s.) nasıl anlatıyor: “Cuma günü güneşin üzerine doğduğu günlerin en hayırlısıdır. Çünkü Âdem o gün yaratıldı, o gün cennete konuldu ve o gün cennetten çıkarıldı. Kıyamet de ancak cuma günü kopacaktır.”[1]

Değerli Mü’minler!

Bugün, yerine getirmemiz gereken en önemli sorumluluğumuz Cuma namazını eda etmektir. Zira Cuma namazı müminlere farz kılınmıştır. Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir: "Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığınızda Allah'ı anmaya koşun, alışverişi bırakın. Bilseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca da yeryüzüne dağılın. Allah'ın lütfunu arayın. Allah'ı anın ki, kurtuluşa eresiniz."[2]

Kardeşlerim!

Cuma namazı İslâm'ın önemli sembollerinden biridir. Mü'minler,büyük kalabalıklar halinde ibadet ortamında en çok cuma ve bayram namazlarında bir araya gelirler. Bilhassa Cuma namazının, mü’minlerin her hafta bayram sevinci içinde bir araya gelmeleri açısından ayrı bir önemi vardır. Böyle önemli bir günün gelişi güzel karşılanması doğru değildir. Elbette bu günün kıymetini bilmek ve bu güne özel bir bilinç ve hassasiyet içinde olmak gerekir.

Bu bağlamda, Cuma namazına gelmeden önce gerekli temizlikleri yaparak gusül abdesti almak, yani tepeden tırnağa yıkanmak, dişleri fırçalamak, hafif hoş kokular sürünmek, temiz elbiseler giyinmek, güler yüzlü ve sevinçli olmak Cuma gününün gereklerinden sayılmıştır. Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.)‘in Medine çevresindeki köylerden toz ve ter kokusu ile Cuma namazına gelenleri; "Bu günümüz için iyice yıkanıp temizlenmeniz gerekmez miydi!" şeklinde uyardığı rivayet edilmektedir.[3]

Bu mübarek günde, dikkat etmemiz gereken diğer bir husus ise Cuma hutbesidir. Mü’minler, Cuma namazına hürmet göstererek gürültü yapmaktan ve yanı başında huzura duranları rahatsız etmekten kaçınır. Hutbe okunurken huşû içinde, sessizce ve can kulağıyla hatibi dinlemek dini bir gerekliliktir. Resul-i Ekrem (s.a.s.) hutbe esnasında yanında konuşan arkadaşını ikaz etmeyi dahi hoş karşılamamış ve bu konuda ümmetini şöyle uyarmıştır: “Cuma günü hutbe okunurken bir kimsenin konuşan arkadaşını ‘Sus!’ diyerek uyarması bile doğru değildir.”[4]

Muhterem Mü’minler!

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bu günle ilgili; “Cuma gününde öyle bir zaman dilimi vardır ki, kul o anda Allah'tan bir şey dilediği zaman Allah o isteğini asla geri çevirmez.”[5] buyururlar. Öyleyse geliniz, duaların geri çevrilmediği şu mübarek saatte Rabbimize iltica edelim ve hutbemizi bir duayla bitirelim: Ey Rabbimiz! Sen bizi bizden daha iyi bilensin. Halimizi düzelt ve rızana eriştir bizleri. Ey Rabbimiz! Sana, inayetine, rahmet ve mağfiretine muhtacız. Bizlere merhamet eyle, inayetini esirgeme üzerimizden. Ey Rabbimiz, Türkiye’mizde ve Suriye’de depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize ve cümle geçmişlerimize rahmet eyle. Hastalarımıza acil şifalar ihsan eyle. Bize dayanma gücü ver. Bize taşıyamayacağımız ağır yük yükleme. Basiretimizi artır ve bizlere sorumluluklarımıza sahip çıkma iradesi ver. Yanlışlarımızdan, hata ve günahlarımızdan dolayı bizleri cezalandırma. Sen affetmeyi seversin, bizi affeyle. Âmîn.

 

DİTİB Hutbe Komisyonu

 

[1] Müslim, Cum‘a, 18, Hadislerle İslam, C. 2, S. 209.

[2] Cuma, 62/9-10.

[3] Müslim, Cum’a, 9-10.

[4] Müslim, Cum’a, 11; Hadislerle İslam, C. 2, S. 217.

[5] Tirmizî, Cum’a, 2.

Cookies erleichtern die Bereitstellung unserer Dienste. Mit der Nutzung unserer Dienste erklären Sie sich damit einverstanden, dass wir Cookies verwenden.

We also use analytics & advertising services. To opt-out click for more information.