Okuduğum ayet-i kerimelerde Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Sizi mutlaka korku ve açlıkla; can, mal ve ürünlerden eksilterek yıpratıcı, zor bir imtihana tabi tutacağız. Sabredenlere/duruşunu bozmayarak mücadeleye devam edenlere müjdeler olsun! Onlar, başlarına bir musibet gelince şöyle derler: “Biz her şeyimizle Allah’a aidiz ve O’nun huzuruna çıkacağız.”[1]
Kardeşlerim!
Pazartesi günü hepimiz hayatımız boyunca hiçbir zaman unutamayacağımız büyük bir acıya uyandık. Güzel yurdumuz Türkiyemizde meydana gelen ve çok geniş bir bölgeyi etkileyen büyük bir depremle sarsıldık. Gelen her haberle acılarımız katlandı. Depremin beşinci günündeyiz. Artık facianın büyüklüğünü daha iyi idrak edebiliyoruz. Binlerce bina yerle bir oldu. Binlerce canımızı kaybettik. Binlerce kardeşimiz hastanelerde hayat mücadelesi veriyor. Milyonlarca kardeşimiz evinden yurdundan oldu. Memleketimizde ağır kış şartları altında ne yazık ki, tarihimizin en büyük insani felaketlerinden birisi yaşanıyor.
Değerli Mü’minler!
Dünya hayatı; canlarımızla, mallarımızla, birbirinden farklı kaygı ve korkularımızla sınandığımız bir imtihan yeridir. Yaşamımız boyunca bazen varlıkla sınanırız, bazen darlıkla. Bazen neşe ve mutlulukla sınanırız, bazen de acı ve ıstırapla. Bizler insanız, aciziz, muhtacız. Hayatın yükünü tek başımıza omuzlayamayız. Bizler, sevinç ve mutlulukların paylaşarak çoğalacağının, acı ve kederlerin paylaşarak azalacağının bilinciyle yaşarız. Gün olur birbirimizin bayramı oluruz; gün olur birbirimizin dermanı oluruz. Kardeşlerim! Gün; Türkiye’mizde meydana gelen depremlerle yuvaları yıkılan, sevdiklerini enkaz altında kaybeden, aileleri dağılan kardeşlerimizin dertlerine derman olma günüdür. Gün; kışın ortasında bedenleri soğuktan titrerken, sevdiklerini kaybetmenin verdiği iç yangınıyla yüreklerine kor düşen anne babaların, yetim ve öksüz kalan çocukların acılarına ortak olma günüdür.
Peygamberimiz (s.a.s.)’in ifadesiyle bizler; birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet etmede, bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir beden gibiyiz.[2] Kardeşlerim! Gün; tek vücut gibi birbirimizle irtibatlı olma günüdür. Gün; kendimizi o mağdur ve mahzun kardeşlerimizin yerine koyma, empati yapma günüdür.
Peygamberimiz (s.a.s.)’in şu müjdesini gelin tekrar hatırlayalım: “Her kim müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse; Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Her kim de bir müslümanın bir sıkıntısını giderirse, Allah da onun kıyamet sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir.”[3] Kardeşlerim! Gün; veren el olma, açları doyurma, üşüyenleri ısıtma günüdür. Gün; ahirete, cennete yatırım yapma günüdür.
“İyi insan kimdir?” sorusuna Yüce Kur’an; “Allah’a, ahiret gününe inanan [...] ve hayırlı işlere koşan insanlardır [...].”[4] cevabını verir. Kardeşlerim! Gün; en iyi insan olabilmek için hayırda yarışma günüdür. Peygamberimiz (s.a.s.); “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır; malın en hayırlısı, Allah yolunda harcanandır; Allah yolunda harcananın en hayırlısı da insanların en çok ihtiyaç duyduğu şeyleri karşılayandır.”[5] buyurmuşlardır. Kardeşlerim! Gün; en hayırlı, en faydalı insan olmak için mücadele etme günüdür.
Kardeşlerim!
Bu acılı günlerimizde DİTİB olarak biz de elbette milletimizin yanındayız. Yaralı memleketimizin yarasına merhem olmak, derdiyle hemdert olmak üzere biz de harekete geçmiş buluyoruz. Türkiye Diyanet Vakfı ile birlikte hareket ederek, nakdî bağışlarınızı depremden etkilenen bölgelerin ihtiyacına göre ulaştırmaya devam ediyoruz. Sizleri, yaşanan bu büyük felaketin mağdurlarının acı ve üzüntülerini paylaşmak amacıyla DİTİB camiası olarak başlattığımız yardım kampanyamıza katkı sunmaya davet ediyoruz.
Bu vesileyle; maddi manevi desteklerini esirgemeyen siz duyarlı cemaatimize, acımızı paylaşan Almanya Hükümeti’ne, insani yardım kuruluşlarına ve hüznümüze ortak olan tüm Alman komşularımıza şükranlarımızı sunuyoruz.
Depremde vefat edenlerin dünya imtihanları sona erdi. Fakat geride kalan yakınlarının ve müslüman kardeşleri olarak bizlerin sınavları devam ediyor. Rabbim vefat edenlere rahmetiyle muamele eylesin. Rabbim geride kalanlara sabırlar lutfeylesin! Dünyanın dört bir köşesinden gelerek sahada görev yapan tüm gönüllü kardeşlerimize Rabbim güç kuvvet ihsan eylesin. Rabbim hiç kimseye ve hiçbir millete böyle acılar yaşatmasın. Millet olarak başımız sağ olsun!
DİTİB Hutbe Komisyonu
[1] Bakara, 2/155.
[2] Müslim, Birr, 66.
[3] Müslim, Birr, 58.
[4] Âl-i İmrân, 3/114.
[5] Sahîh-i Buhârî, Hadîs No: 1226.