Aziz Mü‘minler!
İlahî emirlerin ana gayesi, insanın dünya ve âhiret mutluluğunu temin etmektir. Bunun için de Cenab-ı Hakk insana, peygamberler ve kitaplar göndermiştir. Son ilahî kitap olan Kur’an‘da da fert ve toplum hayatının huzur ve mutluluğu için uyulması gereken önemli kaideler vazedilmiştir.
Değerli Mü‘minler!
Fertlerin ve toplumların huzurunu ortadan kaldıran ve dinimizin kesin olarak yasakladığı fiillerden biri de; sihir, büyü, fal gibi batıl ve yanlış fiillerle uğraşmak ve yapanlara inanmaktır. Yüce Kitabımız Kur’an’da şöyle buyurulmaktadır.
“…Fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı.”[1]
“Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. ”[2]
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de şöyle buyurmaktadır:
“Kuş uçuran veya kendisi için kuş uçurulan, fala bakan veya baktıran bizden değildir. Kim bir falcıya gider de söylediğine inanırsa, o kimse Muhammed'e indirileni inkâr etmiş olur.”[3] Ayrıca Efendimiz, sihir ve büyü ile uğraşmanın ve büyücülere başvurmanın büyük günahlardan olduğunu; büyücülere ve falcılara başvuran kişilerin, Allah’ın yardımından mahrum kalacaklarını ifade etmiştir.[4]
Büyü, sihir ve fal gibi batıl uygulamaların; yalan, aldatma, kandırma, Allah'tan başkasından yardım bekleme ve Allah'tan başkasının gaybı bilebileceğini ümit etme gibi İslam'ın temel ilkeleriyle bağdaşmayan birçok yanlışlığı ihtiva etmesine rağmen - maalesef - günümüzde bilgisizlik ve bilinçsizlik sebebiyle bu fiillere talep ve rağbetin arttığı görülmektedir.
Muhterem Müslümanlar!
Sihir, kehanet, medyumluk, falcılık gibi batıl işlerden sakınmalı, bu işlerle meşgul olanlara asla itibar etmemeliyiz. Büyücülerin, falcıların, medyumların ve gelecekten haber verdiğini iddia edenlerin söylediklerinin hiçbir zaman gerçeği yansıtmayacağını, geleceğin sahibinin ancak Allah olduğunu ve geleceği de yalnızca Allah’ın bilebileceğini; vazifemizin, bütün işlerimizde üzerimize düşeni yerine getirdikten sonra Allah'a tevekkül etmek ve O'ndan yardım istemek olduğunu asla unutmayalım ve şöyle dua edelim:
“…düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.”[1]
[1] Mâide, 5/3.
[2] Mâide, 5/90.
[3] Mecmeu‘z-Zevâid ve Menbeu'l-Fevâid, c.V, s.118, Beyrut 1967.
[4] Ebû Dâvûd, Vesâyâ 10; Nesâi, Tahrîm 3.
[5] Felak, 113/1, 4.
DİTİB Hutbe Komisyonu