Hicret’in 1443’üncü Yılı ve Muharrem Ayı


 

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

وَالسَّابِقُونَ الأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالأَنصَارِ وَالَّذِينَ اتَّبَعُوهُم بِإِحْسَانٍ رَّضِيَ اللّهُ عَنْهُمْ وَرَضُواْ عَنْهُ وَأَعَدَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي

 تَحْتَهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ

 

Değerli Mü’minler!

Geçtiğimiz 9 Ağustos Pazartesi günü itibariyle, İslam âlemi için önemli bir zaman dilimi olan hicretin 1443. yılına girmiş bulunuyoruz. Bildiğiniz gibi, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in mîlâdî 622 yılında gerçekleşen Mekke’den Medine’ye hicreti, Hz. Ömer’in halifeliği döneminde takvim başlangıcı olarak kabul edilmiştir.

Aziz Mü’minler!

Hicret, Sevgili Peygamberimiz ve ashabının Allah’ın emri ile yurtlarını, evlerini, akrabalarını ve sevdiklerini terk etmeyi göze aldıkları muazzam bir cesaret ve feragat destanıdır. Hicret sonrasında Ensar’la Muhacir arasında tesis edilen kardeşlik bağı, Kur’an-ı Kerim tarafından fedakârlık ve feragatin en dokunaklı ve mücessem örneği olarak tanıtılmış ve övülmüştür.[1]

Bununla birlikte, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), “Gerçek muhacir Allah’ın yasakladıklarını terk edebilen kişidir.”[2] buyurarak hicreti, tarih ve coğrafya boyutundan çıkarmış; ahlak ve karakter eğitimi boyutuna taşıyarak, hicretin müslümanlar için kıyamete kadar yaşanabilecek bir aksiyon olmasını sağlamıştır.

Değerli Kardeşlerim!

Muharrem ayı, aşure aşında farklı renk, koku ve cinsten tahıl, baharat ve meyvelerin kendi orijinal yapılarını koruyarak bambaşka bir tadı ortaya çıkarmaları gibi, farklı dinlerden, düşüncelerden, milletlerden oluşan insanların birlikte bir arada, ama kendi kimliklerini koruyarak yaşayabileceklerini öğreten bir aydır. Muharrem ayında müslümanlar, rahmet ve zenginlik vesilesi olan farklı gelenekleriyle aynı saflarda buluşurlar, bu safları sıkılaştırarak birlik ve beraberliğin en güzel örneklerini ortaya koyarlar.

Aziz Mü’minler!

Muharrem ayı aynı zamanda, Nebiyy-i Muhterem Muhammed Mustafa  (s.a.s.)’in “cennet gençlerinin efendisi”  diye nitelediği Hz. Hüseyin (r.a.)’in ve aile fertlerinin şehid edildikleri matem ayıdır. Hicretin 61’inci yılında bir Âşûrâ gününde gerçekleşen ve tarihe Kerbelâ olayı olarak geçen bu menfur ve müessif olay tüm müslümanları derinden etkilemiş, İslam coğrafyasında yaşayan tüm inananların soy, dil, kültür, gelenek, mezhep ve meşrep gözetmeksizin yüreklerini dağlamıştır. Kerbelâ olayı, Hz. Hüseyin’in şehadetiyle, tarih boyunca müslümanların haksızlıklar karşısındaki onurlu mücadeleleri için eşsiz bir örnek olmuştur. Bu vesileyle, başta Hz. Hüseyin Efendimiz ve Kerbelâ şehitleri olmak üzere tüm şehitlerimize Yüce Rabbim gani gani rahmet ve mağfiret eylesin. Canları pahasına yürüttükleri hak, hakikat ve adalet mücadelesini kıyamete kadar payidar eylesin.

Kardeşlerim!

Muharrem ayı ayrıca bir hesap ayıdır. Muharrem ayında müminler bir yıllık güzel işlerinin ve hayırlı amellerinin muhasebesini yaparlar. Önlerindeki bir yıl içinde daha iyi, daha ahlaklı, daha hikmetli hangi amellerle meşgul olacaklarını düşünürler. Bu yönüyle Muharrem ayı, müslümanlar için, oruç tutarak ele, dile ve bele sahip çıkmak suretiyle nefislerin terbiye edildiği ihlas, samimiyet ve arınma ayı olmuştur.

Bu duygu ve düşüncelerle, 1443 Hicrî Yılı’nın hayırlı ve bereketli olmasını diler,  Cenab-ı Mevlâ’dan cümlemizi Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisi etrafında barış, huzur, güven, karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde sağlık ve afiyet dolu daha nice yıllara eriştirmesini niyaz ederim.

 

DİTİB Hutbe Komisyonu

 

[1] Tevbe, 9/100.
[2] Buhârî, “Îmân”, 4; Ebû Dâvûd, “Cihâd”, 4, “Vitir”, 11.

 

Cookies erleichtern die Bereitstellung unserer Dienste. Mit der Nutzung unserer Dienste erklären Sie sich damit einverstanden, dass wir Cookies verwenden.

We also use analytics & advertising services. To opt-out click for more information.