Aziz Kardeşlerim, muhterem müslümanlar! Yüzleri İslam’ın nuru ile aydınlanmış güzel insanlar!
Allah’ın evine hoş geldiniz!
“Allah’ım! Bu kurbanlar senindir ve senin rızan içindir. Benim, ailemin ve ümmetimin kurbanlarını kabul eyle.”[1] diye dua eden Peygamberimiz’in bu yakarışına ‘âmîn, âmîn’ diyerek ortak olduğumuz mübarek ve nadide bir zaman dilimini yaşıyoruz. Bizlere ilâhî ikramlar sunarak kendine yakın kılmak isteyen Rabbimizi tekbir ve takdis ederek kulluk bilincimizi tazeliyoruz.
Kalplerimizi ve ruhlarımızı kaynaştırarak; birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları içinde bizleri rahmet ve bereket dolu bir bayram sabahına kavuşturan yüce Rabbimize sonsuz hamd u senâlar olsun.
Bu günün iki büyük peygamberi olan İbrahim ve İsmail (a.s)’a ve bu iki peygamberin sadakat ve teslimiyetini evrensel bir bayrama dönüştürüp bizlere miras bırakan Muhammed Mustafa (s.a.s.)`e sonsuz salât u selâm olsun!
Kıymetli Kardeşlerim!
Kurban, sosyal ve manevî hayatımız açısından derin ve hikmetli anlamlar taşıyan büyük bir ibadettir. Kurban öncelikle bir sadakat ve teslimiyettir. Yüce Allah’a bütün varlığımızla adandığımızın en çarpıcı göstergesidir. Kur’an-ı Kerîm’de kurbanların aslında Cenab-ı Hakk’ı yüceltme ve O’na şükür vesilesi olduğu şöyle ifade edilir: “O (kurban)ların ne etleri Allah'a ulaşır ne de kanları; ona ulaşacak olan sadece sizin takvanızdır. İşte Allah onları sizin istifadenize verdi ki size doğru yolu göstermesinden ötürü O’nu tâzimle anasınız.”[2]
Kardeşlerim!
Kurban, aynı zamanda, kul ile yakınlaşmamızın Rabbimiz ile yakınlaşmaya vesile olacağını idrak edebilmektir. Sadece paylaştıklarımızın gerçekte bizim olduğunu ve gerçek servetimizin ancak infak ettiklerimizden ibaret olduğunu hissedebilmektir.
Kurban, mahzun ve muhtaç gönülleri sevindirmek, onları hatırlamak ve Allah’ın bize lütfettiği nimetleri ihtiyaç sahipleri ile kardeşlik duygusu içinde paylaşmaktır.
Yıllardır “Kurbanını paylaş kardeşinle yakınlaş!” çağrısı ile hayat bulan iyilik hareketi, tokluğa hasret kalmış kardeşlerimiz ile zengin gönüllü insanlar arasında adeta bir gönül köprüsü kurmaktadır. Bizler inanıyoruz ki; bağışlanan her bir hisse kurban, mahzun gönüllerden doğan binlerce dua olarak bizlere geri dönecektir.
Değerli Mü’minler!
Bayramlar mutluluk ve sevincin hakkını verme günleridir. Bu günleri kendimizi yalnızlaştırdığımız sıradan tatil günleri olarak görmeyelim. İnsanî ve islamî değerlerimizi modern dünyanın geçici değerlerine kurban etmeyelim. Bayram sevincimizi en yakınlarımızdan başlayarak bütün topluma yaymak için gayret gösterelim. Gönüllerimizin en ağır yükü olan dargınlıkları, kırgınlıkları, kin ve öfkeyi bir kenara bırakarak af ve bağışlama yolunu tercih edelim. Bizler gibi bayram yapamayan kardeşlerimizin yüzlerindeki tebessüme, dillerindeki duaya vesile olalım.
Bu vesile ile mübarek Kurban Bayramınızı en kalbi duygularımla tebrik ediyor, Bayramımızın hepimiz için nice güzelliklere vesile olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum.
DİTİB Hutbe Komisyonu