Kıymetli Mü’minler!
Cenab-ı Hakk dünyada yapıp ettiklerimizin karşılığını ahirette eksiksiz bir şekilde vereceğini bildirir. Bu amaçla hem rahmetinin hem de adaletinin gereği olarak cenneti ve cehennemi yaratmıştır.
Cennet, çeşitli nimetlerle bezenmiş ve mü’minlerin içinde ebedî kalacakları âhiret yurdunun adıdır. İnancımıza göre cennet haktır ve oradaki hayat da sonsuzdur. Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Şüphesiz, iman eden, güzel ve yararlı davranışlarda bulunan kimseler için, içinde devamlı kalacakları ve nimetleri bol olan cennetler vardır. Allah’ın va’di haktır. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.”[1]
Kardeşlerim!
Kur’an-ı Kerim’de cennet hayatı şöyle anlatılır: “Rablerinden korkup-sakınanlar bölük bölük cennete sevk edilir. Nihayet oraya vardıklarında, kapılar açılır ve onlara şöyle denir: "Selam size! Hoş geldiniz! Ebedi kalmak üzere girin cennete!" (Onlar da) derler ki: "Bize olan va'dinde sadık kalan ve bizi dilediğimiz yerinde konaklayabileceğimiz cennete mirasçı kılan Allah'a hamd olsun. Salih amellerde bulunanların mükâfatı gerçekten ne güzelmiş!”[2]
“Şüphesiz "Rabbimiz Allah'tır" deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: "Korkmayın, üzülmeyin, size (dünyada iken) va’dedilen cennetle sevinin! Biz dünyada da âhirette de sizin dostlarınızız. Çok bağışlayan ve çok merhametli olan Allah'ın bir ikramı olarak, canınızın çektiği ve umduğunuz her şeyi burada bulacaksınız.”[3]
“O gün Allah şöyle seslenir: ‘İşte bugün, doğru ve dürüst kişilere, doğru ve dürüst olmalarının yarar sağlayacağı gündür. Onlar için, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte gerçek kurtuluş ve mutluluk budur.’"[4]
DİTİB Hutbe Komisyonu
[1] Lokman, 31/8-9.
[2] Zümer, 39/73-74.
[3] Fussilet, 41/30-32.
[4] Mâide, 5/119.