Geleceğimizi Nasıl Planlayalım?

Muhterem Müslümanlar!

Hayatta başarılı olanlar zamanını iyi kullanıp planlı yaşayanlardır. Zamana hükmeden hayata hükmeder, hayata hükmedenler de dünyaya hükmederler ve tarihte iz bırakırlar. Tembel, plansız, programsız ve amaçsız yaşayanlarsa hiçbir başarı elde edemezler ve yaşadıkları her an zarardadırlar. Meşhur şu söze kulak verelim: “Zaman kılıç gibidir, sen onu kesmezsen o seni keser. Nefsin en büyük düşmanındır, sen onu hayırla meşgul etmezsen, o seni şerle meşgul eder.”

Gerçekten zaman bir kılıç gibi keserek çok hızlı bir şekilde akıp gidiyor. Biz dursak da o durmuyor ve bir saniyesini dahi geri getirmemiz mümkün olmuyor. Bu durumda, tabiri caizse, bizim zamandan daha hızlı ve daha aktif olmamız gerekiyor. Çünkü yaşadığımız her anın hesabını vereceğiz. Dolayısıyla hesabını verebileceğimiz bir hayat yaşamanın da planını yapmak zorundayız.

Kardeşlerim!

Yüce Allah Kurân-ı Kerim’de pek çok ayette zamana ve zamanın bölümlerine yemin eder. Mesela, geceye, gündüze, kuşluk vaktine, fecir vaktine, asra yemin edilen ayetler vardır. Bizlere düşen görevse; önemine dikkat çekmek için üzerine yemin edilen tüm bu vakitlerin kıymetini bilmek ve onları iyi değerlendirmenin yollarını aramaktır. Bir şeyi iyi ve verimli değerlendirmek için de öncelikle iyi bir planlama gerekir. Neyi ne zaman ve ne ölçüde yapacağımızı, neye ne kadar vakit ayıracağımızı önceden belirlemek hem dünyamız hem de ahiretimiz adına bizim yararımıza olacaktır.

Yapılan araştırmalar, insanların çoğunun zamanlarını pek de verimli kullanmadıklarını ortaya koyuyor. Bunun en temel sebebi ise, bilinçsiz ve plansız bir hayat yaşamaktır. Oysa gökleri, yeri ve ikisi arasındaki her şeyi bir plana ve bir amaca yönelik yaratan Yüce Rabbimiz, bizlerden de bir plan ve program dahilinde düzenli bir hayat yaşamamızı ve vermiş olduğu ömür nimetini sorumluluk bilinciyle verimli bir şekilde kullanmamızı emrediyor. Bu emir, en genel ifadesiyle şu ayet-i kerimede kendini göstermektedir: “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluk et!”[1] Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) de bizlere şu hatırlatmayı yapıyor: “Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için hazırlık yapandır. Âciz kişi de nefsine uyan ve Allah’tan dileklerde bulunup bunu yeterli gören kimsedir.”[2]

Kardeşlerim!

365 günlük zaman dilimi olan yeni bir yıla bugün itibariyle başlamış bulunuyoruz. Allah ömür verirse, önümüzde 2022 yılına kadar çok iyi değerlendirmemiz gereken tam 365 günlük bir zaman dilimi var. Göz açıp kapayıncaya kadar hızlı geçecek olan bu bir yılımızı ve ömrümüzün kalan kısmını, az önce arz ettiğim ayet-i kerimede bizden istenen ‘kulluk’ bilinci çerçevesinde değerlendirmenin yollarını aramalıyız.

Bize bahşedilen akıl ve irademizi devreye sokup, bugün itibariyle; faydalı işler yapmaya, boş ve faydasız işlerden uzak kalmaya karar vererek bir başlangıç yapabiliriz. Bu başlangıcı yapmak için kaybedecek ve bekleyecek bir saniyemizin dahi olmadığını unutmayalım.

Hutbemizi Asr Suresi’nin  mealiyle bitirelim: “Asra yemin olsun ki, insan gerçekten zarardadır. Ancak iman edip sâlih amel işleyen ve birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç.”[3]

Ömrümüzün her anını, Kur’an’ın ‘sâlih amel’ olarak ifade ettiği ibadet, iyi, güzel ve faydalı işler yaparak geçirmeyi Rabbim cümlemize nasip eylesin!

 

DITIB Hutbe Komisyonu

 

[1] Hicr, 15/99.
[2] Tirmizi. Kıyame 25; İbn Mace, Zühd 31; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 124; Hâkim, Müstedrek, IV, 251.
[3] Asr, 103/1-3.

Cookies erleichtern die Bereitstellung unserer Dienste. Mit der Nutzung unserer Dienste erklären Sie sich damit einverstanden, dass wir Cookies verwenden.

We also use analytics & advertising services. To opt-out click for more information.