Kıymetli Mü’minler!
Aylarca özlemle beklediğimiz, rahmet ve mağfiretiyle dört bir yanımızı kuşatan mübarek Ramazan ayının son günlerine gelmiş olmanın hüznü içerisindeyken, önümüzdeki Salı günü idrak edeceğimiz Kadir Gecesi’ne yaklaşıyor olmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Evet, gündüzlerini oruçla, gecelerini teravihle geçirdiğimiz ve her anıyla feyz ve bereketinden istifade ettiğimiz mübarek Ramazan ayının bu son günlerinde, Kadir Gecesi tüm faziletiyle biz inananları beklemektedir. Böylesine faziletli bir gece hakkında Resulullah (s.a.s.), “Her kim inanarak ve (sevabını Allah’tan) umarak Kadir gecesini ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.”[1] buyurmuş, Kadir Gecesi’nde nasıl dua edeceğini soran Hz. Aişe annemize de “Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet.”[2] şeklinde dua etmesini tavsiye etmiştir. Zira Ramazan ayının fazilet ve bereketi, Kadir Gecesi’nin bu ay içerisinde yer alması ile ilgilidir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), ”Bu ayda öyle bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. Bu gecenin hayrından mahrum kalan, bin ayın hayrından da mahrum kalır.”[3] buyurarak Kadir Gecesi’nin yüksek faziletine ve manevi değerine işaret etmişlerdir.
Kadir gecesinin fazileti ise, Kur’an-ı Kerim’in bu gecede indirilmiş olmasından kaynaklanır. Kadir Sûresi’nde bu husus şöyle anlatılmaktadır: “Şüphesiz, biz o (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”[4]
Değerli Kardeşlerim!
Rabbimiz’in katında iyi bir kul, halis bir müslüman olmak istiyorsak, son günlerini geçirdiğimiz bu mübarek ayı ve önümüzdeki Kadir Gecesi’ni bulunmaz bir fırsat bilelim. Dünyamızı zindana, ahiretimizi cehenneme çevirecek her türlü günahtan pişmanlık duyup tevbe edelim. Tevbeyle verdiğimiz sözü nefsimizin doyumsuz arzularına, şeytanın aldatmasına kanıp bozmayalım. Kalan ömrümüzü, bu ayda edindiğimiz güzel alışkanlıklarımızla mamur edelim. Gönül sarayımızı, samimi ve ihlaslı amellerle tezyin edelim ve Allah’ın rızasını hayatımızın amacı haline dönüştürelim.
Ayrıca geliniz, Ramazan’ın bu son günlerini Efendimiz’den bizlere miras kalan güzel bir sünnet-i seniyyeyi ihya etmek için değerlendirelim. Zira Sevgili Peygamberimiz Ramazan ayının bu son günlerinde itikâfa girer, gündelik hayatın kaos ve keşmekeşinden uzak Rabbiyle baş başa kalarak zamanını tefekkür, dua, ibadet ve istiğfarla geçirmeye çalışırdı.
Zamanımızın büyük bir kısmını evlerimizde geçirdiğimiz bu salgın günlerinde yapabileceğimiz en güzel şeylerden bir tanesi de Efendimiz’in bu güzel sünnetini ihya etmek olmalıdır. Herkesin imkanı ve zamanı nispetinde farklı sürelerle ihya edebileceği itikâf ibadeti, bizler için doyumsuz manevi bir lezzet ve bereketli bir rahmet ve mağfiret kapısı olacaktır.
Unutmayalım ki, fani olan bu dünya son bulup, baki olan hayata göç ettiğimizde, Rabbimiz’in rızası, bize vaad edilen bütün güzelliklerin anahtarı olacaktır.
Bu vesileyle, hepinizin Kadir Gecesi’ni şimdiden tebrik ediyor ve Yüce Rabbim’den insanlığın üzerine adeta bir karabulut gibi çöken hastalık illetinden bütün insanlığı kurtarması için dua ediyorum.
DİTİB Hutbe Komisyonu
[1] Buhari, İman: 35; Tirmizî, Savm: 1.
[2] Tirmizî, Daavât 84; İbn Mâce, Dua 5.
[3] Nesâî, Sıyâm, 5.
[4] Kadir, 97/1-5.