Kur’an Ayı Ramazan

Aziz Kardeşlerim!

Bir gün Peygamberimiz (s.a.s.), Abdullah b. Mes’ûd’u çağırdı ve ona “Ey Abdullah! Kur’an oku. Senden Kur’an dinlemek istiyorum” dedi. Abdullah: “Yâ Resûlallah, Kur’an senin kalbine vahyolundu ben sana nasıl okuyayım?” diyerek cevap verdi. Allah Resulü: “Ben Kur’an’ı bir başkasından dinlemekten büyük bir haz duyuyorum. Hele senden dinlemeyi çok istiyorum” buyurdu. Bunun üzerine Abdullah, Nisa Suresi’ni okumaya başladı. Yetimlerin anlatıldığı ayetleri okudu. Nihayet, “Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit kıldığımız zaman bakalım onların hali nice olacak.”1 ayetini okuyunca Rahmet Elçisi’nin gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı ve “Abdullah, yeter!” buyurdu.2

Değerli Kardeşlerim!

İşte, okunduğu zaman mümin yürekleri iliklerine kadar etkileyen rahmet kitabımız Kur’an-ı Kerim, Ramazan-ı Şerif’in bizlere yüce bir hediyesidir. Bir Ramazan günü Hira’da “Oku” emriyle inmeye başlayan Kerim Kitabımız, insanları doğru yola ileten bir hidayet rehberi ve rahmet vesilesidir. Hayatı anlamlı kılan, bugünümüze ve yarınlarımıza dair umutlarımızı diri tutmamızı sağlayan hayat kitabımızdır Kur’an. Sözlerin en güzeli, yaratıcımızın en büyük hazinesi ve en büyük ikramıdır biz kullarına Kur’an. İnsana Rabbini, kendisini ve çevresini tanıtan ilahi kılavuzdur. Kur’an müminin, varlığını ve yokluğunu, hüznünü ve mutluluğunu ibadete dönüştüren kulluk kitabıdır. Kur’an, rahmet yüklü mesajlarıyla insanı yüceltmiş, onu şereflendirmiştir. Allah nice millet ve toplumları bu Kerim Kitap’la aziz kılmıştır. Ona yönelen felah bulmuş, ondan yüz çeviren hüsrana uğramıştır.

Kardeşlerim!

Yüce kitabımız Kur’an insanlık âlemini evrensel
ilkelerle buluşturmuş, insanlığı yüksek değerlere kavuşturmuştur.
Bu Kitap ki, inmeye başladığı andan itibaren, tüm insanlığı hakka, adalete, merhamete, ahlak ve fazilete çağırmıştır. Bize iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini, hayır ile şerri birbirinden ayırmayı öğretmiştir. Bu Kitap ki, aklımızı kalbimizle, kalbimizi de aklımızla buluşturdu.

Kardeşlerim!

Kitabımız Kur’an-ı Kerim bize iyi bir kul olmayı öğretti. Bizim başıboş yaratılmadığımızı, sorumluluk sahibi mükerrem bir varlık olduğumuzu hatırlattı. Bize iyi bir evlat olmayı öğretti. Eli öpülesi büyüklerimize şefkat göstermeyi öğretti. Sonra iyi bir baba, iyi bir anne olmayı öğretti. İyi bir eş, iyi bir dost, iyi bir komşu hâsılı iyi bir insan olmayı öğretti. Yetim yürekleri sevindirmeyi, engelli kardeşlerimizin yüzünü güldürmeyi, gurbet hayatı yaşayan mülteci misafirlerimize sıla sıcaklığı hissettirebilmeyi öğretti.

Aziz Kardeşlerim!

Öyleyse geliniz rahmet, bereket ve mağfiret iklimi Kur’an ayında kalplerimizi, zihinlerimizi ve yaşantılarımızı Kur’an ile mamur kılalım. Gönüllerimizi bu yüce kitabın mesaj ve anlam dünyasından mahrum bırakmayalım. Resul-i Ekrem (s.a.s.)’in “Kur’an’dan herhangi bir eser bulunmayan kimse kalbinin yıkık, virane bir ev gibidir.”3 şeklindeki uyarısını unutmayalım. Kur’an’ın hakikatler dünyasıyla tanışalım. Bu ayda dünya semasına inen Kur’an’ı tekrar gönül semalarımıza indirelim. Allah Resulü’nün sünneti seniyyesi mukabelelerimizle Kur’an aşkımızı ve şuurumuzu bir kez daha pekiştirelim. Unutmayalım ki, bizler Kur’an-ı Kerim’e yöneldikçe o bize bütün kapılarını, ufuklarını cömertçe açacaktır. Bizi insana huzur ve mutluluk veren mana saraylarında ağırlayacaktır.

Hutbemi, Efendimiz (s.a.s.)’in bir hadis-i şerifiyle bitiriyorum: “Sözlerin en doğrusu, Allah’ın kelâmı; rehberliğin en güzeli ise Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.)’in rehberliğidir.”4
 

 

DİTİB Hutbe Komisyonu

 

1 Nisâ, 4/41
2 Buhârî, Fedâilü’l Kur’an, 33
3 Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 18
4 Nesâî, Îdeyn, 22

Cookies erleichtern die Bereitstellung unserer Dienste. Mit der Nutzung unserer Dienste erklären Sie sich damit einverstanden, dass wir Cookies verwenden.

We also use analytics & advertising services. To opt-out click for more information.