Bizleri sevgilerin paylaşıldığı, birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızın pekiştiği, rahmet ve bereket dolu bu bayram gününde Cuma’ya kavuşturan Rabbimize hamd-ü senalar, O’nun Resul-ü Kibriya’sı Peygamber Efendimize salât ve selam olsun.
Değerli kardeşlerim tekrar bayramınız mübarek, Cumanız hayırlı olsun.
Bugün birçok güzelliği birlikte yaşıyoruz. Hem mübarek Cuma gününü, hem Kurban bayramını birlikte idrak ediyoruz. Rabbimize hamd olsun. Bugün ayrıca Hacca giden kardeşlerimiz Kâbe’yi tavaf ederek hac görevlerini yerine getiriyorlar. Rabbim tüm kardeşlerimizin hac ibadetlerini kabul etsin.
Aziz Kardeşlerim!
Okuduğum ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya, gerek de uzak yollardan binekler üzerinde sana gelsinler.”[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), “Allah tarafından kabul edilmiş haccın karşılığı ancak cennettir.”[2] buyurmaktadır.
Kardeşlerim!
Hac, dilleri, renkleri, giyimleri ve ülkeleri farklı ama gayeleri ve yürekleri bir, milyonlarca Müslümanın mal, mülk, makam ve mevki gibi tüm dünyevî kaygıları geride bırakarak kefen misali bir giysi içerisinde sanki mahşerin provasını yaparcasına Yüce Rabbimizin huzurunda olmayı hatırlatır.
Hac; “Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk, innel hamde ve’n-ni’mete leke ve’l mülk lâ şerike lek; Allah’ım! Davetine icabet ediyorum. Emrine boyun eğiyorum. Bütün varlığımla sana teslim oldum. Senin hiçbir ortağın yoktur. Tekrar tekrar davetine icabet ediyorum. Şüphesiz hamd sana mahsustur. Nimet senindir, mülk de senin... Senin hiçbir ortağın yoktur." nidalarıyla Müslümanı teslimiyetin en yüksek zirvesine ulaştırır.
Kardeşlerim!
Kurban bayramı günleri, dünyanın dört bir tarafından kutsal topraklara giden hacıların; Hz. Âdemden (a.s) Hz. İbrahim’e (a.s), Hz. İsmail’den (a.s) Hz. Muhammed (s.a.s)’e kadar bütün peygamberlerin hatıralarını yaşadıkları ve onların kutlu davalarına lebbeyk Allah’umme lebbeyk nidaları ile ortak oldukları mübarek günlerdir.
Bu yönüyle bu günler, Hz. İbrahim’in azim ve kararlılığını yaşama, Hz. İsmail’in sabır ve teslimiyetini anlama günleridir.
Bu günler, aynı zamanda, Rabbimizin lütfettiği nimetlere şükranlarımızın bir ifadesi olarak eda ettiğimiz kurbanlarımızı komşularımızla, vekâlet yoluyla kestirdiğimiz kurbanları dünyanın dört bir yanında ihtiyaç sahipleri ile paylaştığımız değerli ve bereketli vakitlerdir.
Kardeşlerim!
Kurban bayramında hac ibadetini ifa eden milyonlarca kardeşimiz Beytullah’a, Arafat’a akın ederler. Allah’la olan misaklarını yenilerler. Bütün dünya Müslümanları olarak bizler de bayramda kurbanlarımızı Allah’ın adıyla keseriz. Böylece tevhid inancımızı, kulluk şuurumuzu tahkim ederiz. Hacdaki kardeşlerimiz, ihramlarıyla, en içten yakarışlarıyla Allah’tan başka sığınılacak bir makamın bulunmadığını, dünyevi tutku ve isteklerin geçici olduğunu, kurtuluşun ancak takvada olduğunu ikrar ederler. Bizler de kurbanlarımızla, asıl olanın Allah’a yakınlık olduğunu, bütün varlığımızı O’nun yolunda adamaya hazır olduğumuzu gösteririz.
Rabbim bu güzel bayram gününde hac ibadetini ifa etmek için kutsal beldelerde bulunan kardeşlerimizin haclarını mebrur eylesin. Gidemeyen ama gitmek için niyet eden kardeşlerimizin niyetlerini makbul eylesin.
Bu duygu ve düşüncelerle tekrar Kurban Bayramınızı tebrik ediyor, bayramın başta âlem-i İslâm olmak üzere dünyamıza barış ve huzur getirmesini Rabbimden niyaz ediyorum.
DİTİB Hutbe Komisyonu