Dosdoğru Ol!

 

Kıymetli Kardeşlerim!

Bir gün ashâb-ı kirâmdan Süfyân bin Abdullah es-Sekafî Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e gelerek “Ey Allah’ın Resûlü, bana İslâm ile ilgili öyle bir öğüt ver ki, bu konuda başka hiçbir kimseye herhangi bir şey sorma ihtiyacım kalmasın.” dedi. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (s.a.s); “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!”[1] buyurdular.

Değerli Mü‘minler!

İslam dini hakka, hakikate, doğruluğa ve konuştuğu zaman hakikati söylemeye büyük önem vermiş; özünde ve sözünde doğru olmayı emretmiştir. Nitekim Yüce Rabbimiz; “Şüphesiz ‘Rabbimiz Allah’tır’ deyip de sonra dosdoğru olanlar var ya! İşte onlara hiçbir korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de!”[2] buyurmaktadır.

Muhterem Müslümanlar!

Doğruluk, Allah’ın emir ve yasaklarına uygun hareket etmek, insanların hak ve hukukuna saygılı olmaktır. Cenâb-ı Hakk’ın "Sen dosdoğru yol üzeresin!"[3] buyurduğu Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in izinden gitmektir. Fahr-i Kâinat Efendimiz’in yüce ahlakını yaşantımız için örnek edinmektir. Doğruluk, imandaki samimiyetin eyleme ve söyleme yansımasıdır. Her gün namazlarımızda okuduğumuz Fatiha suresindeki "Bizi doğru yola ilet!“[4] ayetinin gereğini yerine getirmek için gayret göstermek ve bu konuda Rabbimizden yardım niyaz etmektir.

Aziz Kardeşlerim!

Cenâb-ı Hakk’a kulluğumuzdaki temel ilkemiz doğruluk ve istikamettir. Kalbin doğruluğu iman, eylemin doğruluğu ise sâlih ameldir. İman kalbe yerleşince kulu istikamet üzere olmaya, hakka, hakikate yöneltir. Doğru olmayı kendine prensip edinen Müslüman elini haramdan, dilini yalandan alıkoyar. Doğruluk ve adalet sahibi Müslüman Allah’ın rızasına nail olmayı her türlü kazanç ve menfaatten daha kıymetli bilir. İşlerinin doğruluk ve samimiyetle anlam ve bereket kazandığının farkında olur. İşte bunun içindir ki Peygamber Efendimiz (s.a.s); “Doğruluktan ayrılmayın. Çünkü doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de cennete iletir. Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah katında ‘doğru ve dürüst bir kişi’ olarak yazılır. Yalandan sakının! Çünkü yalan insanı kötülüğe, kötülük de cehenneme iletir. Kişi devamlı yalan söyler, yalan peşinde koşarsa Allah katında ‘yalancı’ olarak yazılır.”[5] buyurmuşlardır.

İşte bunun için Müslüman, Allah’ın rızasına ve lütfuna nail olabilmek için dürüst olmalı; sözünde, özünde, iman ve ibadetinde, bütün ilişki ve muamelelerinde dosdoğru olmaya gayret göstermelidir.

Cenâb-ı Hakk bizleri doğruluktan ayırmasın. Dosdoğru bir şekilde yaşamayı ve doğrularla birlikte olmayı bizlere nasip ve müyesser eylesin. Cumanız mübarek olsun.

Aziz Mü’minler!

Yarın 19 Şubat 2022. Hatırlayacağınız üzere, 2 yıl önce 19 Şubat 2020’de Hanau’da gerçekleşen müslüman ve yabancı düşmanı, ırkçı saldırıda 9 masum kardeşimiz hayatlarından koparılmış, başta yakınları olmak üzere tüm toplumun yüreğine ateş düşürülmüştü.

Kardeşlerim!

Dünyanın farklı yerlerinde gerçekleşen bu ve benzeri saldırılar, hayatlarına kastedilen masumlar yanı sıra, aslında toplumun huzurunu bozmayı, toplumsal birlik ve beraberliğe zarar vermeyi amaçlar. Bu sebeple, bizlere düşen, terörün amaçlarına ulaşmasına mani olmak, farklılıklarımıza birlikte yaşama irademize sonuna kadar sahip çıkmaktır.

Bu vesileyle, bir kez daha insanlığın ortak düşmanı olan ırkçı tehdide karşı herkesi daha duyarlı olmaya, sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyorum.  Cenab-ı Hakk’tan, saldırıda hayatını kaybeden kardeşlerimize bir kez daha gani gani rahmetler diliyor; yakınlarının acılarını paylaştığımızı ifade etmek istiyorum. Cumanız mübarek olsun.

 

DİTİB Hutbe Komisyonu

 

[1] Müslim, İmân 62.

[2] Ahkâf, 46/13.

[3] Hac, 22/67.

[4] Fatiha, 1/6.

[5] Müslim, Birr, 105.

Cookies erleichtern die Bereitstellung unserer Dienste. Mit der Nutzung unserer Dienste erklären Sie sich damit einverstanden, dass wir Cookies verwenden.

We also use analytics & advertising services. To opt-out click for more information.