Asr Suresi’nin Öğretikleri

Aziz Mü’minler!

Takvim yaprakları bugün 2021 yılının son gününe işaret ediyor. Nasip olursa yarın 2022 yılına girmiş olacağız. Kalan ömrümüzün geçen ömrümüzden daha hayırlı ve bereketli olmasını dileyerek hutbeme başlamak istiyorum.

Kıymetli Mü’minler!

İnsanları dalâletten hidayete, zulmetten nura çıkarmak için gönderilen yüce kitabımız Kur'an, tüm zamanları kapsayan, bütün ihtiyaçlarımıza cevap veren ve kılavuzluğunda asla şüphe olmayan mükemmel bir rehberdir. Okudukça, dinledikçe, yaşadıkça lezzetini daha çok hissettiğimiz ve varlığına daha çok hamdettiğimiz bu mübarek kitapta öyle sûreler vardır ki, özlü mesajları ve faziletleriyle diğerlerine göre daha farklı değerlendirilmişlerdir.[1] Bu özlü ve faziletli sûrelerden biri de, insanı ebedî hüsrandan kurtarıp ebedî saadet ve mutluluğa ulaştıracak prensipleri özlü bir şekilde ortaya koyan Asr Sûresi’dir. Nitekim İmam Şafii bu sûreyle ilgili şu değerlendirmeyi yapmıştır: “Allah Asr sûresinden başka bir sûre indirmiş olmasaydı, hidayet olarak bu sûre insanlara yine de yeterdi.”[2]

Muhterem Müslümanlar!

Cenab-ı Hakk, bu sûrede “Asr’a yemin olsun!” vurgusuyla akıp giden zamana dikkatimizi çekmekte ve bu kıymetli nimeti hoyratça ve sorumsuzca tüketen insanların sonunun “hüsran” olacağını hatırlatmaktadır. Hüsrana uğramaktan kurtuluşun ise ancak iman, sâlih amel, hakkı ve sabrı tavsiye etmekle mümkün olacağını bildirmektedir.

Bu nedenle şunun idrakinde olmalıyız değerli mü’minler: Ebedî kurtuluşun iki önemli şartı vardır. Biri iman, diğeri de sâlih ameldir. İman bir ağacın kökü ve gövdesi ise, sâlih amel de o ağacın güzel ve lezzetli meyveleridir. Meyve vermeyen ağaç kesilip yakılır. Salih amelle taçlandırılamayan iman da kuru bir ağaç gibidir. Bu sebeple imanımız kadar, imanımızın emri ve gereği olan sâlih amellerimize dikkat etmeli ve sâlih amellerimizi çoğaltma gayreti içinde olmalıyız. Şunu iyi bilmeliyiz ki, bizleri Rabbimizin rızasına ulaştıracak her söz ve eylem sâlih ameldir. Bu noktadan baktığımızda, namazımız, orucumuz, bütün ibadetlerimiz sâlih ameldir. Mazlumlara, mağdurlara, kimsesiz ve yetimlere el uzatmak sâlih ameldir. Göremeyenin gözü, işitemeyenin kulağı, tutamayanın eli, yürüyemeyenin ayağı olmak sâlih ameldir. Huzurumuza, kardeşliğimize, değerlerimize sahip çıkmak sâlih ameldir. Kötülüğe engel olma ve iyiliği hâkim kılma çabası sâlih ameldir.  Hakkaniyet, adalet, doğruluk ve istikamet üzere olma gayreti sâlih ameldir. Kısaca Allah’ın rızasına, insanın fıtratına ve toplumun maslahatına uygun olan her iş sâlih ameldir.

Cenab-ı Hakk, cümlemizi Asr suresinin öğrettiği kurtuluş reçetesine sımsıkı sarılarak, hayatını iman ve sâlih amel bütünlüğü içerisinde değerlendiren ve böylece dünya ve ahiret saadetine kavuşan kullarından eylesin.

Hutbemi merhum Mehmet Akif Ersoy‘un Asr Suresi’nin hakikatlerine dair kaleme aldığı şu dizeleriyle bitirmek istiyorum:

Hani ashâb-ı kirâm, ayrılalım derken;

Mutlaka Asr suresini okurmuş, bu neden?

Çünkü saklı o büyük sûrede esrâr-ı felâh,

Başta iman-ı hakikî geliyor, sonra salâh.

Sonra hak, sonra sebat, işte kuzum insanlık.

Dördü birleşti mi, yoktur sana hüsran artık!

 

DİTİB Hutbe Komisyonu

 

[1] Buhari, Fedâilu’l-Kur'an 13, Tevhîd 1.
[2] M. Ali Sabuni, Safvetu't-Tefâsir, XX, 99, Dâru'l-Kur'ani'l-Kerim, Beyrut, 1981.

Cookies erleichtern die Bereitstellung unserer Dienste. Mit der Nutzung unserer Dienste erklären Sie sich damit einverstanden, dass wir Cookies verwenden.

We also use analytics & advertising services. To opt-out click for more information.