Kıymetli Mü'minler!
On bir ayın Sultanı Ramazan-ı Şerif”in arefesini Cuma namazı ile süsleyen Yüce Rabbimize hamd olsun. Allah nasip ederse bu akşam ilk teravih namazını kılacağız. Yarın da ilk orucumuza başlayarak Ramazan ayına girmiş olacağız. Şimdiden Ramazan ayınızı tebrik ediyor, yapacağımız tüm ibadetlerimizin makbul olmasını, on bir ayın sultanı Şehr-i Ramazan’dan azami derecede istifade edebilmemizi Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.
Gündüzlerini oruçla, mukabelelerle, hayır ve hasenatla, gecelerini ise teravih namazlarıyla, dua ve zikirlerle geçireceğimiz yoğun ama bereketli bir aya girmeye hazır mıyız?
Değerli Müslümanlar!
Kur’an-ı Kerim’de orucun geçmiş ümmetlere de orucun farz kılındığı haber verilmiştir.[1] Bütün ilahî dinlerde emredilen oruç ibadeti, âkil-bâliğ olan, hastalık, yolculuk gibi geçerli bir mazereti bulunmayan her müslümana farzdır. Geçerli bir mazereti olmadığı halde orucunu tutmayan bir müslüman Allah’a karşı kulluk görevini yapmamış ve Ramazan’ın bütün bir yıla sârî feyiz ve bereketinden mahrum kalmış olur. Sevgili Peygamberimiz bu hususu şöyle ifade etmişlerdir: “Kim hasta ve bir mazereti olmaksızın Ramazan ayından bir gün oruç tutmazsa sonra senenin bütün günleri oruç tutsa yine bu orucu yerine getiremez”[2]
Kıymetli Müminler.
Ramazan bir ibadet ve tâât ayı olduğu kadar bir eğitim ayıdır. Oruçlarımızla sabrı, iftarlarımızla şükrü, zekât ve sadaklarımızla paylaşmayı öğreniriz. Bütün bu güzellikleriyle ufkumuza doğan Ramazan ayı, inşaallah, din, dil, meşrep ve mezhep ayrımı yapmaksızın bütün komşu, akraba ve kardeşlerimize olan hukukumuzun ve sorumluluklarımızın gözden geçirileceği, dargınlıkların terk edileceği, Ramazan sevinç ve neş’esinin bütün dünyamızı kuşatacağı bir ay olacaktır.
Zira Kur'an-ı Kerim, nasıl insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmışsa, biz de bu ayı fırsat bilmeli, nefret, kin, öfke gibi kötü ve zararlı duygularla kararmaya yüz tutmuş kalplerimizi bu ayda Kur'an'la yeniden aydınlatmalıyız. Oruçlarımızı açacağımız iftar sofralarımızda dünyanın dört bir tarafında açlık ve kıtlıkla imtihan olan kardeşlerimizi hatırlayarak onlara yardım elimizi acilen uzatmalıyız. Kalplerimizde huzur, sevgi, merhamet, paylaşma ve şefkat duygularının zirveye çıktığı bu ayda el açarak yapacağımız dualarımızda ise sadece kendimize değil, bilakis tüm İslam alemi ve insanlığın selameti ve esenliği için Rabbimize yalvarmalıyız.
Hutbemi Sevgili Peygamberimiz’in bir müjdesiyle bitirmek istiyorum: “Kim Ramazan ayının faziletine inanarak, karşılığını da Allah’tan bekleyerek, Ramazan ayını ihyâ ederse, geçmiş bütün günahları bağışlanır.”[3]
Arafat DEMİR
DİTİB Bremen Selimiye Camii
[1] Bakara, 2/183
[2] Ebû Dâvûd, Savm, 38
[3] Buhârî, Îmân, 28