Muhterem Müslümanlar,
Bütün evreni belirli bir gaye için yoktan vareden Rabbimiz, biz Adem`in (a.s) çocuklarına da kendisine iman etmeyi, ibadet ederek, rızasını kazanmayı hedef tayin etmiştir. Bu gaye için de güzel imkanlar vermiş, önümüze sevap açısından son derece verimli zamanlar açmıştır. İşte bu müstesna zamanlardan biri de geride bıraktığımız mübarek Ramazan ayıdır. Ramazan, tuttuğumuz oruçlarla bedenimizin sıhhate kavuştuğu, verdiğimiz zekat ve sadakalarla malımızın temizlendiği, maddi-manevi hayatımızda birçok güzelliğin yaşandığı eşsiz bir aydır.
Aziz Kardeşlerim,
Bu ayda oruç tuttuk. Oruç, nefsani arzularımıza gem vuran, açlığı bizzat tattırarak ihtiyaç sahiplerini anlamamızı sağlayan, paylaşmayı öğreten, bedenimizi sıhhate, gönlümüzü huzura ulaştıran bir ibadettir. Bu ibadeti sair zamanlara yaydığımız ölçüde, bu sayılan güzellikleri de yaşamaya devam ederiz. Yine bu ayda çokca Kur`anla buluşma imkanımız oldu. Bu buluşmayı bir yıla, hatta bütün ömrümüze yaymalıyız. Zira Kur`an, okuyana sevap kazandırdığı gibi, gönüllere şifa veren, inananları iki dünyada da rahmete ve huzura kavuşturan yegane hidayet rehberi ve nurdur. Rabbimizin bütün insanlığa son mesaji olan Kur`an, bir harfi dahi değiştirilmemiş haliyle, elimizin altındadır. Bu ilahi sofradan istifade etmek için onu okumalı, anlamalı ve nurlu prensiplerini hayatımıza aktarmalıyız.
Aziz Müminler,
Ramazan`ın bize kazandırdığı güzelliklerden biri de birlik- beraberlik şuurudur. Bizler tabiatımız gereği toplum halinde yaşamak zorundayız. Bu ayda verdiğimiz zekat ve sadakalar, beraberce oturduğumuz iftar sofraları, bu kubbenin altında beraberce soluduğumuz manevi hava, omuz omuza aynı kıbleye dönerek, aynı Rabbin huzurunda kıldığımız teravihler, adeta kardeşliğimizi perçinleştirdi. Bu kardeşlik ruhunu hayatımızın her alanına ve her anına taşımaya çalışalım. Unutmayalım hepimiz Adem`in (a.s) çocukları olan mü`minleriz.
Muhterem Kardeşlerim,
Hayat, Allah`ın bize iki dünyamızı güzelleştirmek için emaneten verdiği bir imkandır. Hiçbirimiz ne dünyada ne de ahirette kaybetmek, hüsrana uğramak istemeyiz. Öyleyse inandığımız değerlerimize sahip çıkalım. Özellikle ramazanda kazandığımız, vakit tanzimi, irade sağlamlığı, düzenli ibadet hayatı, nimetlere şükretme gibi diğer güzellikleri de hayatın her anına yayalım. Unutmayalım ki Rabbimiz bize „Ölüm gelinceye kadar ibadet etmeyi“ emrettiği gibi, Efendimiz (a.s.m) da: „Amelin en hayırlısı az da olsa sürekli olandır“ buyurarak bizleri amellerde sürekliliğe davet etmektedir.
Ne mutlu Ramazanda kazandığı güzellikleri bütün ömrüne aktararak, hakiki bayramı Allah`ın huzurunda yapmayı hedefleyenlere...
Ramazan Yıldırım
Lehrte Selimiye Camii Din Görevlisi
1. Kur`an 15, 99
2. Buhari, Iman, 3