بِسْمِ اللهِ الْرَّحْمَنِ الْرَّحِيمِ
وَاعْلَمُواْ أَنَّمَا أَمْوَالُكُمْ وَأَوْلاَدُكُمْ فِتْنَةٌ وَأَنَّ اللهَ عِندَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ
Bismillâhirrahmânirrahîm[Rahmân ve rahîm Allah’ın adıyla]
“Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir ve büyük mükâfat Allah katındadır.”
Muhterem Müslümanlar,
Yüce Rabbimiz bizlere sayılamayacak kadar maddî ve manevî nimetler vermiştir. Bu nimetlerin en önemlilerinden biri olan ve bizlere kıymetli bir emanet olarak verilen çocuklarımız, hiç işlenmemiş tertemiz bir toprak gibidir. Nasıl ki toprağa ne ekersek, ektiğimiz mahsulü alırız, çocuğumuza da hangi yönde eğitim verirsek çocuğumuz o eğitimi alır. Hz. Peygamber (sav)’in, “Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hıristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” [1] ifadeleri, bu durumu ve eğitimin çocuk üzerinde ne büyük bir etkisi olduğunu apaçık bir şekilde göstermektedir. Yine bu hadîs-i şerîf, İslâm fıtratı üzere doğan çocukları batıl inançların, menfî ideolojilerin yahut sefahât odaklarının eline düşmekten koruma konusunda anne-babaya düşen büyük görevi ve sorumluluğu da vurgulamaktadır.
Değerli Müslümanlar,
Kur’ân-ı Kerîm, Hz. Lokman’ın dilinden çocuklarımıza karşı tavsiyelerimizin nasıl olması gerektiğini şöyle anlatıyor. “Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma. Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür… Yavrucuğum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah en gizli şeyleri bilendir, (herşeyden) hakkıyla haberdâr olandır. Yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir. Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibirleneni, övüneni sevmez. Yürüyüşünde dengeli ol. Sesini alçalt.” [2]
Aziz Cemaatimiz,
Allah’ın Resulü Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurmuşlardır. “Çocuğunuza bırakacağınız en güzel miras onu, hem dünya ve hem de ahiret mutluluğuna eriştirecek bir terbiyedir.” [3] Demek ki çocuklarımıza karşı en önemli görevimiz onlara güzel ahlakı, aile terbiyesini, büyüklere saygıyı, küçüklere sevgiyi, bütün insanlara karşı hoşgörülü olmayı ve en önemlisi de İslâm dininin gereklerini en güzel şekilde öğretmektir.
Aziz Kardeşlerim,
Dünya ve âhiret mutluluğunu elde etmiş nesiller yetiştirmek için öncelikle hem kendimizin hem de ailemizin ihtiyaçlarını helâl yollardan temin etmeliyiz. Ruhumuzun ihtiyaç duyduğu manevî gıdaları da almalıyız.
Amel defterlerimizin öldükten sonra da kapanmamasına vesile olacak hayırlı evlatlarımız, hem bizim, hem milletimizin hem de ümmet-i Muhammed’in geleceğidir. Geleceğimize sahip çıkalım.
Kur’ân-ı Kerîm’de Yüce Rabbimiz bizleri şöyle uyarıyor: “Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir ve büyük mükâfat Allah katındadır.” [4]
[1] Buhârî, Cenâiz 92; Ebû Dâvut, Sünne 17.
[2] Lokmân, 31/13, 16-19.
[3] Tirmizî, Birr, 33.
[4] Enfâl, 8/28.
Yusuf Yeniçeri
DİTİB Arnsberg Yeni Camii Din Görevlisi