İslam dini; dili, dini, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun hiçbir insanın öldürülmesine, işkence edilmesine, yaşadıkları vatanlarını terk etmek zorunda bırakılmasına ve gayri insani muameleler görmesine izin vermemektedir.
Kadim tarihlerden bu yana, beraber yaşadığımız bir dine, inanca, mezhebe, anlayışa ve kavme mensup insanların her türlü insan hak ve onuruna aykırı muameleye tabi tutulması, din ve vicdan sahibi hiçbir insanın kabul edebileceği bir husus değildir.
Kuzey Irak Bölgesi’nde yüzyıllardır komşuları ile barış içerisinde yaşayan Yezidi ve Hristiyan dini mensuplarının, İŞİD’in saldırılarına maruz kalması ve adeta bir soykırıma tabi tutulmaları, bununla birlikte mezhep farklılığından dolayı Müslüman olduklarını iddia edenlerin, farklı mezhebe bağlı Müslümanlara yaptıkları eziyet ve işkenceler, toplum vicdanını yaralamakta ve bizleri derinden üzmektedir. İnsanları inancından ve mezhebinden dolayı kıyıma uğratanlar, referanslarını İslam dininden alamazlar. Bir insanı öldürmenin, bütün insanlığı öldürmek gibi büyük bir suç ve günah ( el-Maide 5/32 ) olduğunu ifade eden İslam dini, her türlü iftiradan ve kötü yakıştırmalardan uzaktır.
Tüm Müslümanlar ve insanlık, bu insanlık dışı vahşete en güçlü bir sesle tepki vermek durumundadır. Dünya kamuoyunun, bu duruma seyirci kalmaması gerekmektedir. Bu hususta ivedilikle bir önlemin alınması en büyük temennimizdir. Yüce Rabbimiz, yeryüzünün neresinde olursa olsun, hangi dine, mezhebe ve meşrebe bağlı olursa olsun, baskıya, işkenceye, zulme maruz kalan bütün mazlum ve mağdurları muhafaza eylesin.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB)