Eşlerin karşılıklı görev ve sorumlulukları

بِسْمِ اللهِ الْرَحْمَنِ الْرَحِيِمِ

وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجاً لِتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةً إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

 

Bismillahirrahmanirrahim
[Rahman ve rahim Allah’ın adıyla]
”Kendileri ile huzur bulasınız diye size türünüzden eşler yaratıp aranızda muhabbet (sevgi) ve rahmet var etmesi O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.”

 

[Rum suresi, ayet 21]


Muhterem Müminler!
 

Yüce Allah kainatta her şeyi çift yaratmıştır. İnsan da aynı kanun gereği bir erkek ve dişiden yaratılmıştır. [1] İlk insan ve ilk peygamber Adem (a.s.)’ı topraktan yaratan Cenab-ı Hak ondan da eşi Havva validemizi var etmiştir. İnsan neslinin devamını ve meşru bir şekilde çoğalmasını sağlamak için nikahla evlenme meşru kılınmış, buna karşın dinimizde fıtrata ve ahlaka aykırı, nesle ve sosyal hayata zararlı zina büyük günah sayılmıştır.

İnsan yaratılışı gereği sıcak bir yuvaya, hayatını birlikte geçirebileceği bir eşe daima ihtiyaç duymaktadır. Nitekim bir ayet-i kerime’de şöyle buyrulmaktadır: ”Kendileri ile huzur bulasınız diye size türünüzden eşler yaratıp aranızda muhabbet (sevgi) ve rahmet var etmesi O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.” [2]

Değerli Kardeşlerim!

Şüphesiz evlilik dikensiz bir gül bahçesi değildir. Küçük bir hadise karşısında yılgınlık gösterip yuva yıkmaya meyilli çiftlerimiz var. O halde eşlerin, aile yuvasının sevgi ve rahmet ikliminde devam edebilmesi için kendilerine düşen sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekmektedir. Birbirlerine karşı saygılı, dürüst ve anlayışlı olmalıdırlar. Eşler kaba davranışlardan, iffet ve namuslarına aykırı hareketlerden uzak durmalı, aile bütçesini sarsacak harcamalardan da sakınmalıdırlar. Eşler başta ana-baba olmak üzere, büyüklerine saygıda kusur etmemeli, onların hayır dualarını almalıdırlar. Eşler, evliliğin bir çıkar ilişkisi, partnerini ezmek, aşağılamak, üstünlük taslamak için değil, hayatın sevinç ve güzelliklerini beraberce paylaşmak, üzüntü ve zorluklara birlikte karşı koyabilmek için yapıldığını asla unutmamalıdırlar. Eşlerden herbiri ben eşimi nasıl daha fazla mutlu edebilirim? düşüncesi ile hareket etmeli, mutluluğu arayan değil, veren olmanın yarışı içerisinde olmalıdır.

Değerli Müslümanlar!

Dinimiz İslam, evlilik ve aile yuvasını ne denli kutsal görüyorsa, bunların devamını ve korunmasını da o denli dokunulmaz ve kutsal saymaktadır. Nitekim sevgili Peygamberimiz bu hususta şöyle buyuruyor: “Erkek hanımına sevgi ve şefkatle bakar, hanımı da ona sevgi ve şefkatle bakarsa, Yüce Allah da onlara rahmeti ile bakar. Erkek hanımının elini tutarsa parmaklarının arasından günahları dökülür.” [3] Diğer bir hadis-i şerifte ise; “Sizin hayırlınız ailesine iyi davrananlarınızdır” [4] buyurmuştur. Ayrıca; Ya Resulallah, size insanların en sevgilisi kim? diye soran sahabeye cevap olarak; “Aişe” [5] diye sevgili eşini ifade etmesi herbirimiz için çok güzel bir örnek değil midir?

Uyumlu bir eş olan hazreti Peygamber’in ümmeti olarak hepimiz, kötü günde, iyi günde, sevinçte, kederde, darlıkta, bollukta eşimizi yalnız bırakmadan, karşılıklı hak ve sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Unutmayınız ki helal çizgisi mutlu ve müreffeh bir yaşam için yeterlidir. Harama, yanlışa, hataya gitmeye hiç gerek yoktur. Bu güzel ülkede yüzleri gülen aileler görmek istiyoruz. Rabbimden temennim, huzurunuz daim mutluluğunuz kaim olsun!

[1] Hucurat, 49/13.
[2] Rum, 30/21.
[3] en-Nebhani, el-Fethü l-Kebir I 276.
[4] Ahmed b. Hanbel, Müsned II 329.
[5] Buhari, Meğazi 63.

Mustafa BİLGİN
Neumünster Din Görevlisi

Cookies erleichtern die Bereitstellung unserer Dienste. Mit der Nutzung unserer Dienste erklären Sie sich damit einverstanden, dass wir Cookies verwenden.

We also use analytics & advertising services. To opt-out click for more information.