Misafire İkram ve Ziyaretleşme

Muhterem Müslümanlar!

Yaratılışı gereği insanoğlu toplu halde yaşama, çevresindeki insanlarla hayatı, acı ve tatlı yönleriyle paylaşma ihtiyacını hisseder. Bu çerçevede insanların dostlarını ziyaret etmesi, gelen misafirlerini de güzel bir şekilde ağırlaması İslam ahlakının en güzel örneklerindendir.

Muhterem Müslümanlar!

Misafirlik, insanların kaynaşmasına, dostlukların pekişmesine vesile olan en güzel iletişim sebebidir. Modern dünyada kalabalıklar içerisinde yalnızlaşan, sosyal duyarlılıklarını kaybetmeye başlayan insanın, ziyaretleşmek gibi İslam ahlakının güzel hasletlerini canlandırması gerekmektedir. Nitekim sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), dostunu sırf Allah rızası için ziyarete giden kişiyi şu şekilde anlatmaktadır: “Adamın biri, bir başka köydeki (din) kardeşini ziyaret etmek için yola çıktı. Allah Teâlâ, adamı gözetlemek için onun yolunun üzerine bir meleği görevlendirdi. Adam meleğin yanına gelince, melek nereye gittiğini sordu. Adam, ‘Şu ileriki köyde bir din kardeşim var, onu ziyarete gidiyorum’ cevabını verince melek; ‘O adamdan elde etmek istediğin bir menfaatin mi var?’ dedi. Adam: ‘Yok hayır, ben onu sırf Allah rızası için severim, onun için ziyaretine gidiyorum’ dedi. Bunun üzerine melek; ‘Sen onu nasıl seviyorsan Allah da seni öylece seviyor. Ben, bu müjdeyi vermek için Allah’ın (c.c.) sana gönderdiği elçisiyim’ buyurdu.”[1]

 Peygamber Efendimiz (s.a.s.) ziyaretleşmeyi bu şekilde teşvik ederken, Allah Teâlâ da Kuran’da misafirin nasıl ağırlanması gerektiğini Hz. İbrahim (a.s.) örneği ile şöyle anlatmaktadır: “İbrahim'in ikram gören misafirlerinin haberi sana geldi mi? Onlar İbrahim'in yanına girmişler “selam!” demişlerdi. İbrahim de onlara; “selam size” diye mukabelede bulunmuştu. İçinden de “Bunlar yabancı kimseler” diye geçirmişti. Hemen sezdirmeden ailesinin yanına varıp (pişirilmiş) semiz bir dana getirmiş, onlara sunarak “(Buyurun) yemez misiniz?” demişti.”[2]

Muhterem Müslümanlar!

Dostlarımızı ziyaret etmek, gelen misafirlerimize de can-ı gönülden ilgi göstermek ve gerekli ikramı yapmak, dinimizin ve kültürümüzün bizlere bıraktığı en güzel miraslarındandır. Bu mirası yaşatmak bizim en önemli görevlerimizdendir. 

Hutbemizi Rasulüllah (sav)’in bu konudaki şu güzel tavsiyeleri ile bitirelim; “…Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa, misafirine ikram etsin…”[3] “Şu üç kişinin duası kesinlikle geri çevrilmez: Mazlumun duası, misafirin duası ve ana-babanın evladına olan duası.”[4]

 

DİTİB Hutbe Komisyonu

 

[1] Müslim, Bir, 38
[2] Zariyat, 51/24-27
[3] Buhari, Edeb, 85
[4] Ebu Davud, Vitr, 29

Cookies erleichtern die Bereitstellung unserer Dienste. Mit der Nutzung unserer Dienste erklären Sie sich damit einverstanden, dass wir Cookies verwenden.

We also use analytics & advertising services. To opt-out click for more information.