Muhterem Müslümanlar!
İslam Dininin beş temel esasından biri de hac ibadetidir. Akıl ve beden sağlığı yerinde olan, ergenlik çağına gelmiş, hür ve gücü yeten her Müslümanın ömründe bir defa hacca gitmesi farzdır. Yüce Rabbimiz: “Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır.”[1] buyurmuş ve Peygamber Efendimiz de: “Ey insanlar! Allah (c.c.) haccı üzerinize farz kıldı, öyleyse haccediniz.”[2] buyurarak haccın farz olduğunu beyan etmişlerdir.
Değerli Kardeşlerim!
Hac ibadeti: “Mekke şehrindeki Kâbe’yi ve civarındaki kutsal sayılan özel yerleri, özel vakit içinde usulüne uygun olarak ziyaret etmek ve yapılması gereken diğer görevleri yerine getirmek” [3] demektir.
Biz müminlerin bütün davranışlarımızda temel hedefimiz Allah’ın rızasını kazanmaktır. Bizleri bu hedefe ulaştıracak olan en önemli ibadetlerden biri de; namazdan tavafa, zikirden tefekküre kadar bütün kulluk vazifelerini ve ibadet şekillerini kendisinde toplamış olan hac ibadetidir.
Aziz Müminler!
Hac ibadeti, çok yönlü bir ibadettir. Malî ve bedenî bir ibadet olmanın yanında, maddî ve manevî, dünyevî ve uhrevî, ferdî ve ictimaî bir çok boyutları vardır. Dünya coğrafyasının her bir köşesinde yaşayan; renkleri, dilleri, ırkları, örf ve adetleri farklı olan milyonlarca Müslüman, hac ibadeti sayesinde bir araya gelmektedir. Tevhid inancına sahip olmanın ve birlikte ibadet etmenin mutluluğunu yaşamakta; böylece ümmet olma şuuruna ermektedirler. Bu haliyle hac ibadeti, küllî bir teslimiyetin ifadesidir.
Değerli Mü’minler!
Hac ibadetinde manevi duygular en üst seviyeye ulaşır. Bütün Müslümanlar hep bir ağızdan, tekbir ve telbiyelerle, Yüce Allah’tan hem kendileri için af ve mağfiret dilemekte, hem de Kâbe’yi tavaf ederken, Arafat’ta vakfe yaparken, kendileri, aile fertleri, ülkesi ve tüm Müslümanlar için gönülden dua etmektedirler.
Hac, bir Müslümanın, malını ve canını Allah rızası için her an fedaya hazır olduğunu gösteren en güzel kulluk ifadesidir. Günlük giysiler ve dünyevi düşüncelerden sıyrılarak ihrama giren mü’minler, dillerde lahuti bir ses, lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke la şerike leke lebbeyk…Buyur Allahım buyur, emrine geldim Allah’ım… diyerek adeta mahşerin provasını yapmakta, dünyanın, malın ve mülkün, makam ve mevki’nin geçici olduğunu, ahirete sadece bu dünyadaki amelleriyle gideceğini bu kutsal mekânlarda yaşayarak hissetmektedir.
Kıymetli Kardeşlerim!
Rabbim haccımızı ve amellerimizi makbul eylesin. Hacca henüz gidememiş kardeşlerimizin en kısa zamanda gidebilmelerini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Kurban Bayramı münasebetiyle Perşembe günü sabah namazı ile birlikte farz namazlardan sonra teşrik tekbirlerini unutmayalım
Hutbemi Peygamber Efendimizin (sav)’in, konumuzla ilgili bir müjdesiyle bitiriyorum. “Allah katında makbul bir haccın karşılığı ancak cennettir.”[4]
Harun KAHRAMAN
Buchloe DİTİB Mevlana Camii Din Görevlisi
[1] Al-i İmran, 3/97
[2] Riyazü’s Salihin, c. 2, Hac, 1277
[3] İlmihal, DİB, c. I, s. 514
[4] Riyazü’s Salihin, c. 2, Hac, 1280