بِسْمِ اللهِ الْرَّحْمَنِ الْرَّحِيمِ
وَاَذِّنْ فِي النَّاسِ بِالْحَجِّ يَاْتُوكَ رِجَالًا وَعَلٰى كُلِّ ضَامِرٍ يَاْتِينَ مِنْ كُلِّ فَجٍّ عَمِيقٍ
[Rahmân ve rahîm Allah’ın adıyla]
„İnsanlar arasında haccı ilan et. Gerek yaya, gerek uzak yollardan gelmekte olan yorgun develer üzerinde sana gelsinler.“
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ: مَنْ حَجَّ للهِ فَلَمْ يَرْفُثْ وَ لَمْ يَفْسُقْ رَجَعَ كَيَوْمِ وَلَدَتْهُ أُمُّهُ
Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor:“Kötü söz söylemeden ve büyük günah işlemeden hacceden kimse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahsız olarak (evine) döner.”
Değerli Mü’minler,
Hac, bedenî ve malî açıdan imkân bulan her müslümanın ömürde bir defa yerine getirmesi farz olan bir ibadettir. Farziyeti Kur’ân ve Sünnetle sabit olan bu ibadet, İslam’ın beş esasından biridir. Peygamberimiz, hayatında bir defa hac yapma imkânı bulmuş ve haccın nasıl yapılacağını bizlere bizzat uygulamalarıyla da göstermiştir.
Başlangıcı Hz. Adem’e dayanan bu kutsal yolculuk, Hz. İbrahim’in bütün insanlığı bu beldelere davet etmesiyle insanlık arasında neşv-ü nema bulmuştur. [1] Müslümanlar ise bu ilahî davete Hicretin 9. yılında muhatab olmuşlar, asırlar boyunca “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk” nida ve yakarışlarıyla da davete icabet etmişlerdir.
Müslümanlar çağlar boyu Âdem (as)’ın affedildiği, İbrahim (as)’ın tevbe ettiği, yeryüzünün bu ilk mabedinde günahlarından kurtulmayı murad etmişler ve kabul olunan haccın sevabına nail olma umuduyla o beldelerin aşığı olmuşlardır.
Kâbe-i Muazzama’yı kendine izafe ederek değerine değer katan Cenab-ı Hak, mukaddes beldeyi harem ilan ederek şereflendirmiştir. Oraya yönelen her mü’min, Allah’a yönelmiş kabul edilmiş, orayı ziyaret eden herkes Cenab-ı Hakk’ın misafiri sayılmıştır.
Aziz Kardeşlerim,
Mü’min, hac ibadetiyle sınırları Cebrail (as) tarafından tespit edilmiş bir bölgede, dünyevî makam ve mevkîlerinden uzaklaşarak, bütün mü’minleri eşitleyen bir elbise giyer ve adeta mahşerî bir tecrübe yaşar.
Kul, Beytullah’ın etrafında dönmekle Allah’a teslimiyetini gösterir. Duasına arş-ı âlâdaki mukarrebûn melekleri iştirak ederek onu da kendi saflarına dâhil eder. Mü’min, Kâbe etrafındaki her bir dönüşüyle manen mesafe almayı ve yedinci şavt’ta rıza makamına ermeyi kendine hedef edinir. Rabbinin kendisinden razı olduğu kullar zümresine girmek için gezegenlerin güneş etrafındaki dönmeleri gibi Beytullah’ın etrafında imkân bulduğu ölçüde aşk ve şevkle döner.
Safa ile Merve arasında attığı her adımda Hacer validemizin evlat merhametiyle yaptığı koşuşturmayı hisseden mü’min, bu gayretinin neticesinde ilahî lütfa mazhar olmayı ümid eder.
Arafat’ta mü’min, adeta beyaz bir kefeni hatırlatan ihram elbisesiyle mahşer şuurunu yaşar, Arafat’tan Cenab-ı Hakk’ın af ve mağfiretini niyaz ederek ayrılır.
Mü’min, Mina’da Hz İbrahim’in Rabbine vermiş olduğu ahdini hatırlar ve sadâkat sınavında Hz. İsmail gibi Cenab-ı Hakk’ın tarafında olduğunu bir kere daha teyid eder. Attığı her taşla adeta içindeki şeytanı taşlar ve nefsine ait ne kadar hastalık varsa Cemerat’ta bırakır gider.
Değerli Müminler,
İşte, böylesine yoğun tecrübelerle hac ibadetini tamamlayan mü’min, ölüp de dirilmiş gibi memleketine dönecek ve bundan sonraki hayatını bu şuur ve idrak ile devam ettirecektir. Zira, haccı kabul olan kişi Allah’ın izni ile Efendimiz(sas)’ın şu müjdesine nail olacaktır; “Kötü söz söylemeden ve büyük günah işlemeden hacceden kimse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahsız olarak (evine) döner.” [2]
Cenab-ı Hak, bütün hacılarımızın haclarını mebrur, ibadetlerini kabul eylesin. Gidemeyen kardeşlerimize de en kısa zamanda gitmeyi nasip ve müyesser eylesin.
Aziz Kardeşlerim,
Malumlarınız olduğu üzere, 22 Eylül 2013 tarihinde içinde yaşadığımız ülkede genel seçimler yapılacaktır. Her vesile ile bu seçimlerde Türk kökenli Alman vatandaşlarımızı oy kullanmaya davet ediyoruz. Oy kullanmak, bir vatandaşlık görevidir. Vatandaşımızın siyasi görüşü ve tercihleri farklı olsa bile, kullanılan oyların insanlığa hizmet olduğu unutulmamalıdır. Özellikle de oy kullanmak bizim gibi göçmen kökenli vatandaşlar için çok önemlidir. Bu seçimlerin içinde yaşadığımız ülke ve dünya barışı için hayırlara vesile olmasını diliyoruz.
[1] Hac, 22/27.
[2] Buhârî, “Hac”, 4, “Muhsar”, 10.
DİTİB Köln Hutbe Komisyonu