Muhterem Müslümanlar!
Bizleri bir kurban bayramına daha yaklaştıran Rabbimize sonsuz hamd-ü senalar olsun. O’nun izni ve lütfuyla önümüzdeki Pazar günü sabah namazı ile birlikte teşrik tekbirlerini getirmeye başlayacak ve Pazartesi günü de hep birlikte yeni bir kurban bayramını idrak edeceğiz.
Değerli Mü’minler!
Okuduğum ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya, gerek de uzak yollardan binekler üzerinde sana gelsinler.”[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), “Allah tarafından kabul edilmiş haccın karşılığı ancak cennettir.”[2] buyurmaktadır.
Dünyanın dört bir tarafından dinimizin beş temel esasından birini yerine getirmek üzere kutsal topraklara yolculukların yapıldığı günlerdeyiz. Kâbe özlemiyle, Peygamber sevgisiyle tutuşan milyonlarca hacı adayımızı tatlı bir heyecan sardı. Onlar ki, yıllardır özlem duydukları mübarek bir seferin hayaliyle yaşadılar.
Kardeşlerim!
Hac ibadeti, ihram, namaz, telbiye, zikir, vakfe, istiğfar, tavaf, sabır, kurban, sadaka gibi yoğunlaştırılmış bir dizi ibadetten oluştuğu için ruhunda pek çok kazanım barındırmaktadır.
Hac, en başta Allah'a, peygamberlere, ahirete iman gibi inanç esaslarını pekiştirir ve Müslümanlara takva, sabır, sevgi, saygı, kardeşlik, fedakârlık, cömertlik gibi ahlâkî güzellikleri kazanma ve yaşama imkânı sunar.
Değerli Mü’minler!
Hac, dilleri, renkleri, giyimleri ve ülkeleri farklı ama gayeleri ve yürekleri bir, milyonlarca Müslümanın mal, mülk, makam ve mevki gibi tüm dünyevî kaygıları geride bırakarak kefen misali bir giysi içerisinde sanki mahşerin provasını yaparcasına Yüce Rabbimizin huzurunda olmanın huzurunu yaşatır.
Hac; “Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk, innel hamde ve’n-ni’mete leke ve’l mülk lâ şerike lek; Allah’ım! Davetine icabet ediyorum. Emrine boyun eğiyorum. Bütün varlığımla sana teslim oldum. Senin hiçbir ortağın yoktur. Tekrar tekrar davetine icabet ediyorum. Şüphesiz hamd sana mahsustur. Nimet senindir, mülk de senin... Senin hiçbir ortağın yoktur." nidalarıyla Müslümanı teslimiyetin en yüksek zirvesine ulaştırır.
Değerli Mü’minler!
Hac ibadetinde zaman, mekân ve yolculuk unsuru çok önemlidir. Hac yolculuğu uzun ve zor ama bir o kadar da hayatın en güzel yolculuklarından biridir.
Ne kadar sıkıntı çekilirse çekilsin, ne kadar zahmete maruz kalınırsa kalınsın ömür boyu mutlulukla hatırlanacak, müminin hayatında adeta bir dönüm noktası oluşturacak, ömür boyu silinmeyecek derin hatıralar bırakır. Hac, bir ay içerisinde başlayıp biten bir ibadet değildir. Sonucu itibarıyla ömrün sonuna kadar etkisi devam eden bir ibadettir. Sayılı günler içinde eda edilen hac biter ama hacla kazanılan kulluk boyutu bir ömür boyu devam eder. Bu yönüyle hac, mü’min için bir yenilenme ve bir dönüşümdür.
Kardeşlerim!
İbadetlerimiz, Müslüman kalma şuurumuzu diri tutan ve bizi Allah’a yaklaştıran kulluk görevlerimizdir. Hac, Peygamberimiz (s.a.s)’in ifadesiyle annemizden doğmuş gibi arınmış, temizlenmiş ve şuurlanmış olarak evlerimize dönmektir. Bu şuurdan uzak yerine getirilen hac, turistik bir seyahatten öte geçmeyecektir.
Kardeşlerim!
Pazar günü sabah namazı ile birlikte farz namazlardan sonra teşrik tekbirlerini unutmayalım.
Rabbim hepimizi bayrama sağ salim kavuştursun, kurbanlarımızı kabul buyursun, hacca giden kardeşlerimizin haccını makbul eylesin ve gidememiş kardeşlerimize de en kısa zamanda hacca gitmeyi lütfeylesin.
Kurban bayramınız mübarek olsun.
Recep Işıldar
Gelsenkirchen Buer Merkez Camii Din Görevlisi
[1] Hac 22/27.
[2] Buharî, Umre 1.