Kul ve Kamu Hakkı

Değerli Müminler!

Yüce Rabbimiz, “İnsanı en güzel surette yaratmış”,[1] ve en güzel surette yarattığı insanın hem dünyada hem de ahirette huzurlu ve mutlu olmasını sağlamak için önemli ölçü ve prensipler ortaya koymuştur. Bunların başında kul ve kamuya ait haklara saygı göstermek gelmektedir. Bu haklara riayet edildiği oranda toplumda huzur ve mutluluk olur. Nitekim günümüzdeki huzursuzlukların, kavga ve cinayetlerin, hatta savaşların, karşılıklı haklara saygı gösterilmemesinden kaynaklandığı bilinen bir gerçektir. Bunun için dinimiz ırk, cinsiyet ve inanç ayrımı yapmaksızın bütün insanların haklarını kutsal ve dokunulmaz kabul etmiş, bu hakların ihlâline karşı maddî ve manevî birçok müeyyide getirmiştir.

Muhterem Müslümanlar!

Kişinin en önde gelen hakkı, yaşama hakkıdır. Bu hakka karşı işlenecek suçlar inancımızda büyük günahlardan sayılmıştır. Ayrıca, insanların itibarını sarsıcı, onurunu kırıcı söz ve davranışlar da kul hakkı ihlalidir. Bu bakımdan Kuran-ı Kerim’in değişik ayetlerinde iftira, gıybet, dedikodu, başkalarının özel hayatlarını ve gizli hallerini araştırmak, kötü lakap takmak, alay etmek gibi her türlü çirkin tavır ve davranışlar da yasaklanmış[2] ve kul haklarının ihlali noktasında değerlendirilmiştir.

Hutbemin başında okumuş olduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz; ”Birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin”[3] buyurarak, insanların ölçü ve tartıda hile, hırsızlık, emanete hıyanet, rüşvet gibi yollarla birbirlerinin mallarını yemelerini ve haklarını gasp etmelerini de yasaklamıştır.

Muhterem Kardeşlerim!

Kul hakkı ihlâline sebep olan ve İslâm’ın yasakladığı pek çok olumsuz davranış vardır. Cana kıymak, zina etmek, insanların namus ve şereflerine leke sürmek, aldatmak, hile yapmak, borcunu zamanında ödememek, yetim hakkı yemek, komşuları ve çevreyi rahatsız etmek gibi tavır ve davranışlar kul hakkı olduğu gibi trafik kurallarına uymamak da kul hakkı ihlalidir.

Toplumun huzurunu bozmak için fitne çıkarmak ise kamu ile alakalı kul haklarındandır. Çünkü fitne, toplumda karışıklığa, savaşların çıkmasına ve böylece yüz binlerce masum insanın hayatını kaybetmesine sebep olan bir davranıştır.

Aziz Kardeşlerim!

Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in, kul ve kamu haklarına dikkat etmeyenlerin durumları ile ilgili şu uyarıcı ve ibret verici sözleriyle bitirmek istiyorum: “Kişi namaz, oruç, zekât gibi ibadetlerini eda etmiş olarak Allah’ın huzuruna gelir. Bununla beraber; kimine sövmüş, kiminin kanını akıtmış, kiminin malını yemiş, kimine de iftira etmiştir. Bu durum karşısında onun ibadetlerinden elde ettiği sevaplar kendisinden alınarak hak sahiplerine dağıtılır. Eğer ibadetleri ve iyilikleri kul haklarını ödemeye yetmezse, hak sahiplerinin günahlarından alınıp kendisinin günahlarına eklenir. Böylece sevapları gitmiş, günahları artmış, neticede iflas etmiş olarak cehenneme gönderilir.”[4]

Aziz Cemaat, Rabbim birlik beraberliğimizi bozmasın, hiçbirimize kul hakkına ve kamunun hakkına girmeyi nasip eylemesin.

 

Hazırlayan: DİTİB Hutbe Komisyonu

 

[1] Tin, 95/4.
[2] Hucurât, 49/11-12.
[3] Bakara, 2/188.
[4] Müslim, Birr, 59, Tirmizi, Kıyamet 2.

Cookies erleichtern die Bereitstellung unserer Dienste. Mit der Nutzung unserer Dienste erklären Sie sich damit einverstanden, dass wir Cookies verwenden.

We also use analytics & advertising services. To opt-out click for more information.