İletişim Dünyası ve Biz

Aziz Kardeşlerim!

Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de biz insanları en güzel surette yarattığını[1], sayamayacağımız kadar nimet ve imkânları hizmetimize verdiğini[2], dünya ve ahiret mutluluğumuzu sağlayacak şeyleri bizlere öğrettiğini[3] haber veriyor.

Değerli Mü’minler!

İnsana verilen bilgi ve üretme yeteneği sayesinde teknoloji alanında baş döndürücü gelişmeler yaşanmaktadır. Öyle ki iletişim ağı olan -internet temelli- sosyal medya ile dünyanın dört bir tarafındaki insanlarla tanışma ve dostlarımızın sevinç ve hüzünlerine ortak olma imkânını bulabilmekteyiz.

Sosyal medya, irade ve niyetimize bağlı olarak, sunduğu fırsatlar kadar, riskleri de beraberinde getirmiştir. Sosyal medyanın bilgi alışverişinde ve insan hayatını kolaylaştıracak alanlarda kullanılması gerekirken, ne yazık ki; fitne, dedikodu, yalan, iftira, suizan, insanların giydiği markanın, yediği yemeğin reklamını yaptığı ve zamanın israf edildiği bir platforma dönüştürüldüğünü üzülerek müşahede ediyoruz. Hatta bazı paylaşımlar; gerçek hayatımızda en mahrem görüntülerimiz sayılırken, bunların sosyal medyada uluorta sergilenebildiğine şahit oluyoruz.

Değerli Kardeşlerim!

Müslüman bir kimsenin, gerçek hayatta sahip olması gereken doğruluk, adalet, ahlak, edep ve nezaket gibi hasletleri sanal âlemde de sergilemesi gerekir.  Çünkü yüce kitabımızda; “İnsan hiç bir şey söylemez ki onun yanında yaptıklarını gözetleyen ve kaydeden hazır bir melek bulunmasın”[4] ayetiyle bizim her daim Yüce Yaratanın murakabesi, gözetimi altında olduğumuz ifade edilmektedir.

Yine yüce Rabbimiz Kur’anı Kerim’de: “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.”[5] buyurarak, doğruluğu belli olmayan, zanna dayalı haber ve bilgilerin yayılmasından kaçınılmasını emretmektedir. Müslümanın, gerçek hayatta olduğu gibi sosyal medya ortamında da elinden ve dilinden kimsenin zarar görmediği bir kimlik ortaya koyması gerekmektedir.

İnsanlara kin güderek veya haberin kaynağını araştırmadan nakil ve iftiralarda bulunanlar ise Kur’an’da çok sert bir şekilde ikaz edilmiştir. Nitekim bir ayet-i kerimede Cenab-ı Hak, insanların haysiyet ve onurlarını hedef alan iftira ve dedikodularla ilgili bizleri şöyle uyarmaktadır: “Mü’min erkekleri ve mü’min kadınları işlemedikleri şeyler yüzünden incitenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.”[6]

Hutbemi Sevgili Peygamber Efendimizin bir hadisiyle bitiriyorum. Peygamberimiz:  “Müslüman, elinden ve dilinden insanların emin olduğu kimsedir”[7] buyurmuştur.

Hayatın her anında bu esasa göre hareket etmek dileğiyle cumanız mübarek olsun.

 

Ömer AKYÜREK
Köln/Meschenich El Aksa Camii Din Görevlisi

 

[1] Tîn, 95/4
[2] İbrâhim, 14/34
[3] Alak, 96/5
[4] Kaf, 50/18
[5] İsra, 17/36
[6] Ahzab, 33/58
[7] Tirmizî, Îmân, 12

Cookies erleichtern die Bereitstellung unserer Dienste. Mit der Nutzung unserer Dienste erklären Sie sich damit einverstanden, dass wir Cookies verwenden.

We also use analytics & advertising services. To opt-out click for more information.