Değeli Mü’minler!
Efendimiz (s.a.s) bir gün ashabı ile birlikte namaz vaktini beklemekteydi. Derken bir grup insan çıkageldi. İhtiyaç sahibi oldukları her hallerinden belliydi. Onların bu durumunu gören Efendimiz, namazdan sonra herkesin imkânı ölçüsünde yardımda bulunmasını, bu misafirlere duyarsız kalınmamasını emretti. Kısa bir süre sonra sahabeden biri elinde bir yardım ile geldi. Bunun üzerine diğerleri de harekete geçti ve azımsanamayacak miktarda yardım toplandı. Bu manzara karşısında sevinçten yüzü parlayan Rahmet Peygamberi şöyle buyurdu:
“Her kim güzel bir davranışa vesile olursa, hem kendisi sevap kazanır, hem de onu yapanların sevaplarından nasibini alır. Her kim de kötü bir davranışa çığır açarsa, hem kendi günahını hem de kendisinden sonra onu yapanların günahlarını yüklenmiş olur.”[1]
Efendimiz bu sözüyle, hayra öncülük eden sahabeyi övüyordu. O, aynı zamanda hayırlı işlerde yarışmanın değerini vurguluyor, kötülük ve kötülüğe sebep olma konusunda bizleri uyarıyordu.
Kıymetli Kardeşlerim!
Biz müminler, Yüce Yaratanımızın lütfu ile her şeye hikmet ve ibret nazarı ile bakarız. Mümin şuuru ile düşünür, mümin basireti ile görmeye çalışırız. Ancak hayatta öyle durumlar karşımıza çıkar ki hakkımızda hayırlı mı hayırsız mı olduğunu kavrayamayız. Bu nedenledir ki, Rabbimizden her şeyin hayırlısını diler, hayırsız olanlardan yine O’na sığınırız.
Çünkü Rasûlullah Efendimiz, bizlere sürekli hayır işlemeyi ve hayra vesile olmayı emretmiştir. O, “Hayra aracılık eden, o hayrı işleyen gibi sevap kazanır”[2] sözüyle de aynı zamanda hayırlı hizmetlere öncülük etmeyi teşvik etmiştir.
Hayra vesile olmak denildiğinde sadece maddiyat akla gelmemelidir. Bu, herkesin gönlüne ve gücüne göredir. Hayra vesile olmak, bazen yolunu kaybetmiş birine yol göstermek, bazen de boynu bükük bir mazlumun ümidi olabilmektir. Kimi zaman da darda olan kardeşlerimize duada gizlidir.
Değerli Kardeşlerim!
“İyilik ve Allah’a karşı gelmekten sakınma hususunda yardımlaşın. Günah ve düşmanlık hususunda yardımlaşmayın.”[3] ayetinde belirtildiği gibi, kendimizi ve kardeşimizi Rabbimizin rızasına ulaştıracak her türlü düşünceye, söze ve işe yönlendirmek müminin görevidir.
Kardeşlerim!
Öyleyse geliniz, hayırlı hizmetleri sadece desteklemekle kalmayıp, bu hizmetleri daha ileri götürmek için gayret edelim. Hayırlı işlerin yanında olalım ki, hayırla hatırlanalım. İyilik ve güzellikleri çoğaltalım ki güzel olana kavuşalım. Hutbemizi, Efendimizin şu duası ile sonlandıralım: “Allahım! Senden doğru söyleyen bir dil, sana teslim olan bir kalp istiyorum. Her zararlı şeyin şerrinden sana sığınıyor, her hayırlı şeyi istiyorum. Her günah için beni bağışlamanı diliyorum."[4]
DİTİB Hutbe Komisyonu
[1] Müslim, Zekât, 69.
[2] Tirmizî, İlim, 14.
[3] Mâide, 5/2.
[4] Tirmizî, Deavât, 23.