Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) camileriyle ortaklaşa hareket ederek, bu camilerimizin önlerinde camilere ya da haşa Peygamber Efendimiz (s.a.v.)‘e karşı yöneltilen gösteri, saldırı ve her türlü tahrik eylemlerine karşı mesafe koymaya karar vermiştir. Globalleşen dünyadan, medeniyetten, hoşgörüden ve sorumluluk bilinciyle toplumun birleştiriciliğinin anlam ve değerini kavramaktan nasibini almamış bu sözde demokrat geçinenler, yanlızlık ve cehaletleriyle başbaşa bırakılacaktır. Sağduyu, olgunluk ve büyüklük göstermek, bunlara verilecek en uygun cevaptır. Gereğini yetkili mercilere, gelişmelerin değerlendirilmesini de kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz.
Güncel gelişmeler sebebiyle Müslümanlar çelişki içine sokularak huzursuz edilmektedir. Bir taraftan camilere fiilî saldırılar, diğer taraftan camilere seçim propagandası malzemeleriyle maddî ve manevî sataşmalar, ya da bir dinin temel kitabı veya peygamberine hakaret üzerinden denenen kışkırtma girişimlerini, dini inancı veya geleneği farklı da olsa, bu günün hangi akıllı, vicdanlı, hikmetli ve insaflı insanı anlayabilir, onaylayabilir? Bunları ne anlamak ne de onaylamak imkansızdır. Sağlıklı düşünen hiç bir kimsenin de onaylaması mümkün değildir. İslamiyete toplumun bölünmesinden başka hiçbir anlam ifade etmeyen karikatürlerle hakaret edilmesi, Almanya’daki demokratik ilkelerin gelişmesi ve toplumsal barış açısından tehlikeli bir durumdur. Bu tür sosyo-politik gelişmelerin kendi dinamiklerini yaratabileceği konusundaki endişelerimizi bundan önce de kamuoyuyla paylaşmıştık.
Sözde demokrat gösterilerle başlayıp devamında karikatürlerin gösterimiyle artan provokasyonlarla ancak medyanın ve kamuoyunun ilgisini çekmek isteyen aşırı sağcılar yargının sayesinde bu emellerine ulaşmış bulunuyorlar: provokasyonda bulunanların ve bu provokasyonlar sonucunda meydana gelen ve hatta meydana gelmesi istenilen reaksiyonların sorumlularının kendileri oldukları gözardı edilerek mağdur ve demokrat gösterilip gözler kasıtlı bir şekilde ve ilk kez de olmamak üzere birkaç Müslümanın ferdi reaksiyonu üzerine çeviriliyor. Kasıtlı provokasyonları gözardı eden bir yaklaşım, ancak koyun postuna bürünmüş kurtların oyununa prim verme anlamı taşır.
Asıl provokasyonun ve provokatörlerin gözardı edildiği anlaşılmaz ve hatta dayanılmaz bir kargaşa yaşıyoruz. DİTİB Genel Merkez olarak Eyalet Birliği teşkilatları ve üye derneklerimizle provokasyonları, şiddet eyilim ve eylemlerini bütün kararlılığımızla kınıyoruz. Hangi gerekçe ve halet-i ruhiye ile yapılmış olursa olsun, şiddet eylemlerinin haklı gerekçesi olmaz.
Son günlerde izlediğimiz sahneler ve özellikle de son İslam karşıtı gösterinin bu manidar tarihe denk getirilmiş olması, İkinci Dünya Savaşının bitmesinin üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen aşırı sağ görüşün halen mevcut olduğunu ve bununla yeterince mücadele edilmediğini bir kez daha gözler önüne sermektedir.