Kıymetli Mü’minler!
Çağımızın en önemli problemlerinden birisi de, ekolojik dengenin bozulması ve bununla bağlantılı olarak çevre kirliliği sorunudur. Yüce Allah, insandan, tabii çevrenin ve ekolojik dengenin korunmasını, onların doğal düzenini bozmamasını istemiştir. Aksi taktirde, bizzat insanın kendisinin bundan zarar göreceğini şöyle ifade etmektedir; “İnsanların kendi işledikleri kötülükler yüzünden karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Yanlıştan dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı kötü sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.”[1]
Görülüyor ki, içinde yaşadığımız çevrenin hoyratça tahrip edilmesi, hayat kaynağı olan suların, havanın sorumsuzca kirletilmesi, erozyonları önleyen ormanlarımızın her geçen gün yok edilmesi, bütün bunların neticesinde küresel anlamda dengelerin yitirilmesi dünyamızı ve dolayısıyla bizleri içinden çıkılmaz bir tehditle karşı karşıya bırakmaktadır.
Kıymetli Müminler!
Çevreyi koruduğumuz oranda dünyanın dengesini korumuş oluruz. Bu sorumluluk sadece devlet veya yetkili makamların değil, imkânlarımız oranında hepimizindir. Dengesi bozulan bir dünyada hiç birimiz huzur ve güven içerisinde yaşayamayız.
Değerli Kardeşlerim,
Doğadaki müthiş dengeyi bozacak her türlü davranıştan kaçınalım. Rabbimizin bizlere verdiği bu eşsiz emanete sahip çıkalım. Sorumsuzca çevreyi kirletmek, doğal güzellikleri yok etmek suretiyle bu emanete riayet etmemenin kul ve kamu haklarını ihlâl etmek gibi, gelecek nesillere de zarar veren, bedeli zor ödenebilen günahlar olduğunu hatırdan çıkarmayalım.
Bu nedenle – mümkün olduğunca her yerde - kaynakları koruyalım, enerji tasarrufu yapalım ve bilinçli olarak sürdürülebilir bir şekilde yaşayalım. Ve kendimize şu soruları yöneltelim: Elektrik tüketimimiz aldığımız nefesimizi kesmeli mi? Kışta yaz sıcaklığını elde etmek için kaloriferi sonuna kadar açmak, yazın ise kışın serinliğini yaşayabilmek için klimayı kullanmak zorunda mıyız? Işıklandırmaları ve yüksek elektrik tüketen diğer aletleri bekleme modunda tutmak mecburiyetinde miyiz? Plastik atıklar altında kaybolmak mı istiyoruz? İhtiyacımız olandan fazlasını çöpe atmak için mi alıyoruz? Her zaman motorlu araçları mı kullanmak mecburiyetindeyiz - yoksa bazen bisiklete veya toplu taşıma araçlarına binemez miyiz? Hayat kaynağı olan suyun değerini gerçekten bilip buna göre hareket ediyor muyuz?
Aziz Kardeşlerim!
Bizlerden sonraki nesillere bırakabileceğimiz en güzel mirasın ne mal ne de para olmadığını; huzur içerisinde yaşayabilecekleri tertemiz, yemyeşil bir dünya olduğunu unutmayalım.
Gelin, biz Müslümanlara Rabbimizin bize emaneti olan dünyamıza sahip çıkalım. Çevremize karşı olan vazife ve sorumluluklarımızı yerine getirelim. Sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) bize gösterdiği doğrultuda daima çevremizi koruyalım. Öyle ki, yaşamakta olduğumuz topluma ve çevreye karşı gösterdiğimiz duyarlılıkla örnek olalım.
Dünyamızın ortak sorunu olan doğal kaynakların verimli kullanımı ile çevre kirliliğine karşı mücadelede, Müslümanlar olarak sorumluluklarımızın olduğunu asla unutmayalım.
İnsanlık olarak, bu gün dünyanın karşı karşıya kaldığı problemlerin sebebi biz olduğumuz gibi aslında çözümün de kaynağı bizleriz. Bu nedenle gelin çevrenin korunmasında ve doğal kaynakların tasarruflu kullanımı konusunda birlikte hareket edelim ve sorunun değil, çözümün bir parçası olalım.
DİTİB Hutbe Komisyonu
[1] Rum, 30/41.