بِسْمِ اللهِ الْرَّحْمَنِ الْرَّحِيمِ
وَلَا تَمْشِ فِي الْاَرْضِ مَرَحًا اِنَّكَ لَنْ تَخْرِقَ الْاَرْضَ وَلَنْ تَبْلُغَ الْجِبَالَ طُولًا
[Rahmân ve rahîm Allah’ın adıyla]
“Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.”
Muhterem Müslümanlar,
Edep, insanın söz ve hareket olarak diğer insanlarla olan ilişkilerinde ölçülü davranması ve iyi geçinmesidir. Benliğe yerleşen güzel bir huy olan edep, kişiyi lekeleyici şeylerden koruyan bir melekedir. [1] Hayâ ise, ahlâk ve edebe aykırı, dinî emirlere muhalif söz ve filler karşısında utanmaktır. Diğer bir deyişle hayâ; çirkin şeylerden ruhun sıkılması, edebe aykırı bir işin meydana çıkmasından dolayı kalbin duygulanıp sıkıntı içinde kalmasıdır. [2]
Aziz Mü’minler,
Allah’u Teâla insanı en güzel bir şekilde yaratmış ve ona doğru yolu gösterecek kitaplar ve peygamberler göndermiştir. Peygamberlerin gönderiliş amaçlarından biri de insanı, kâmil bir ahlâkî olgunluğa eriştirmektir. Bizim peygamberimiz ise hadîs-i şerîfinde “Ben, güzel huyları tamamlamak için gönderildim.” [3] buyurmuştur. Güzel huy, ahlâk ve hayâ insanı Allah’ın rızasına ulaştıracak en önemli ve gerekli özelliklerdendir. “Kıyamet günü mü’minin terazisinde en büyük ağırlığı, huy güzelliği meydana getirir.” [4]
Muhterem Kardeşlerim,
Hayâ ve edep, îmânla bağlantılıdır ve îmânın göstergelerinden biridir. Bu özelliği ise yine hadîs-i şerîfte şöyle ifade edilmektedir: “Îmân, yetmiş küsür derecedir. En üstünü ‘Lâ ilâhe illallâh (Allah’tan başka ilah yoktur)’ sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Hayâ da îmândandır.” [5] Hayâ, hem Allah katındaki hem de insanların yanındaki değerimizi ifade eder. Hayânın en güzeli Allah’a karşı gelmekten sakınmaktır. İnsanı sonsuz nimetlerle donatan, onu bütün varlıklara üstün kılan Yaradan’a karşı nankör bir tavır takınmak elbette doğru bir davranış değildir. O halde Allah’a gerçek manada bir îmân, ibadetleri hakkıyla yerine getirmek, emir ve yasaklara uymak, Allah’a karşı hayâlı olmanın alametidir.
Aziz Kardeşlerim,
“İslâm, güzel ahlâktır.” [6] Bir Müslüman her zaman ahlâkını güzelleştirmeye ve İslâm ahlâkıyla ahlâklanmaya çalışmalıdır. Çünkü insanı üstün, yaratılış yolunda değerli kılan bu özelliklerdir. Kişiliğin gelişmesi ve olgunlaşması iyi bir eğitimle mümkün iken, eğitimin mükemmel olması için edep ve hayâyla yoğrulmuş olması gerçeğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamak gerekir. Yine Resûlullah şöyle buyururyor: “En kâmil îmânlı mü’minler, en güzel huylu olanlardır.” [7]
Değerli Kardeşlerim,
Edep ve hayâ ne kadar bizim edinmemiz gereken bir özellik ise o kadar da çocuklarımıza da vermemiz gereken bir duygudur. Peygamberimizin; “Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.” [8] hadîsinden de anlaşılacağı üzere onlara herşeyden önce güzel ahlâkı öğretmeliyiz. Bununla birlikte ahlâksızlık veya edepsizlik sayılan her türlü davranış ve hareketten de kaçınmalıyız. Aksi takdirde Allah’u Teâla’nın rızasını kaybeder, insanlar arasında da hoşlanılmayan bir kişi haline gelebiliriz. Hutbemi Cenâb-ı Allah’ın İsrâ Sûresi’ndeki şu âyet-i kerîmesi ile bitiriyorum: “Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.” [9]
[1] M. Zeki Duman, Âdâb-ı Müaşeret ve Görgü Kuralları, 19-21.
[2] Ömer Nasûhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, 459.
[3] Mâlik, el-Muvatta, Hüsnü’l-Hulûk, 8, II, 903.
[4] Riyâzu’s-Salihîn Tercemesi, II, 564.
[5] Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58.
[6] Kenzü’l-Ummâl, 3/17, Hadis No: 5225.
[7] Riyazü’s-Salihîn, II, 565
[8] Tirmizî, Birr, 33.
[9] İsrâ, 17/37.
Nagihan Kocadağ
Dinslaken Bayan Din Görevlisi