19 Temmuz 2008 Pazar gününü Pazartesi gününe başlayan gece, Peygamberimizin bütün insanlığı temsîlen Yüce Mevla’nın yüksek huzuruna kabulü anlamına gelen Miraç gecesidir. Mübarek olsun.
Miraç, Sevgili Peygamberimizin en büyük mucizelerinden biridir. Bir gece içinde Mekke’den Kudüs’e, oradan da aşkın bir âleme doğru yaptığı mukaddes ve manevî bir yolculuktur. Bu yolculuğun özet şekli Kur’ân-ı Kerîm’de, ayrıntısı ise sahih hadislerde anlatılır. Bir çok ilâhî sırrı, hikmet ve bereketi bünyesinde barındıran bu kutsal gece hakkında, İsrâ Sûresi’nin ilk âyetinde şöyle buyrulur: “Kendisine âyetlerinden bir kısmını göstermek üzere kulu Muhammed’i bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiği Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir” (İsrâ, 17/1)
Miraç, Allah’u Tealaya yakınlığın en üstün derecesidir. Miraç olayının en önemli sonuçlarından biri, İslâm'ın beş temel esasından biri olan, müminin miracı sayılan beş vakit namazın farz kılınmasıdır.
Miraç Gecesi, duygu ve düşüncelerimizi yenileyerek ilâhî rahmeti kazanacak işler yapmamız ve ruhi derinliklere yolculuk yapmak suretiyle, kulluk bilincine ulaşarak dua ve niyazda bulunmamız için bir vesiledir. Kulluk şuurumuzu tazeleyen, günah ve kusurlarımızı daha iyi görmemizi sağlayan, sorumluluğumuzu hatırlatan bu geceyi iyi değerlendirmek gerekir. Bakışımızı, kendimize, iç dünyamıza çevirip,başkasının hata ve kusurlarını değil, kendi hatalarımızı görüp, tövbe ve istiğfarda bulunmalıyız. Zira Cenab-ı Allah tövbe eden kullarının tövbesini kabul edeceğini muhtelif ayetlerde bildirmektedir.
Bu gece samimi ve içten dua etmeli, dualarımızda kendimizin, aile efradımızın, yakınlarımızın ve bütün din kardeşlerimizin sıhhat ve selametini isteyelim. Dünya hayatında her türlü kaza ve belalardan muhafaza buyurmasını, dinimize, milletimize ve vatanımıza hayırlı işler işleme imkanı vermesini isteyelim.
Ayrıca, Çin’in Doğu Türkistan Sincan-Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de başlayan olayların daha fazla yaygınlaşmadan ve farklı boyutlara ulaşmadan barışçıl yöntemlerle sükunetin sağlanmasını diliyorum. Bu vesileyle hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar temenni ediyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle, bütün vatandaşlarımın Miraç kandilini tebrik ediyor, bu kutlu gecede Yüce Mevla’ya açılan ellerin ve yapılan duaların, bütün İslam aleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, insanlığın hidayetine, huzur ve barışına vesile olmasını Cenâb-ı Hakk’tan niyaz ederim.
