Ferdi hayatımızda dindarlığın ve kulluk bilincinin, sosyal hayatta ise dostluk, kardeşlik, diğergamlık, yardımlaşma ve dayanışma duygularının yoğun bir şekilde yaşanmasına vesile olan, sahurun bereketini, iftarın paylaşma hazzını, teravihin coşkusunu, fitre ve zekatların gönülleri arındırma duygusunu bizlere yaşatan, "ben oruçluyum" söylemini gönüllerde hissettirerek içerisine yerleştiği topluma barış havasını solutan, rahmet ve bereket iklimi Ramazan ayının sonuna yaklaşırken, 03 Ağustos Cumartesi gününü 04 Ağustos Pazar gününe bağlayan gece Yüce Kitabımız’da “bin aydan daha hayırlı” olduğu bildirilen Kadir Gecesini idrak etmenin sevinç ve mutluluğunu yaşamaktayız.
Kadir gecesini diğer bütün gün ve gecelerden üstün kılan özellik, insanlığa rehber, şifa ve ebedî mutluluğun anahtarı olarak gönderilen Kur’an’ı Kerim’in o gecede yeryüzü ve beşerle buluşmaya başlamasından kaynaklanmaktadır: Bu husus Kur’an-ı Kerim’de: "Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir Gecesi'nde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir." (Kadr, 97/1-5) ayetleri ile ifade edilmektedir.
Kadir Gecesi bizler için, geçici dünya hayatında, manevi hayatın ihmaliyle daralan kalplerin, sonu gelmez hevesler peşinde koşuşturması esnasında bir soluklanma, durup düşünme, iç dünyamıza dönüp geçmişimizin bir muhasebesini yapma fırsatıdır. Biz de bunun kıymetini bilir, Yüce Allah’tan af ve bağışlanma dileriz.
Kadir gecesi, Kur’an’ın övdüğü, sema kapılarının açıldığı, dua ve tövbelerin kabul edildiği mübarek bir gecedir. Değeri Kur’an’a dayanan bu gecenin değerlendirilmesi, ancak Kur’an’a yönelmekle, onun eşsiz mesajını anlamak ve onun mana ikliminde yol almakla, bütün zamanların Kadir gecesi bilinip imanın bir aşk, ölümün yeniden bir diriliş olarak kabul edilmesiyle, hayatın peygamber kılavuzluğuyla yaşanıp yaratılanın yaratandan ötürü sevilmesiyle mümkün olacaktır.
Sevgili Peygamberimiz, “faziletine inanarak ve sevabını da yalnız Allah’tan umarak Kadir gecesini ihya edenlerin geçmiş günahlarının bağışlanacağı” müjdesini vermekte ve bu gecede “Allah’ım, sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle” diyerek dua etmemizi tavsiye etmektedir. Bizler inanıyor ve ümit ediyoruz ki, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz günahlardan gerçekten pişman olur, onlara bir daha dönmemeye karar verirsek ve bu sayede kulluk şuurumuzu tazeleyebilirsek, Yüce Rabbimiz bizleri affedecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle, başta Almanya’da yaşayan Müslüman kardeşlerimiz olmak üzere tüm İslam âleminin Kadir Gecesini tebrik ediyor, Yüce Mevlâ’dan, tuttuğumuz oruçları ve yaptığımız tüm ibadetlerimizi kabul etmesini, bu gecede yapılan dua ve yakarışların, İslam âleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, toplumsal birlikteliğimizin güçlenmesine, insanlığın barış, huzur ve saadetine vesile olmasını niyaz ediyorum.
Prof. Dr. İzzet ER
DİTİB Genel Başkanı
