Dilin Esiri Olmayalım!

يَوْمَ تَشْهَدُ عَلَيْهِمْ اَلْسِنَتُهُمْ وَاَيْديهِمْ وَاَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ


Dilin Esiri Olmayalım!
(05.02.2016)

 

Muhterem Müslümanlar!
İnsan sorumluluk sahibi bir varlıktır. Bundan dolayı akıl ve irade sahibi olmayan diğer varlıklardan farklı olarak bilinçli yaşamak zorundadır. İşte böyle bilinçli ve Allah’a karşı sorumluluk duygusu taşıyarak yaşamaya ‚takva‘ diyoruz. Bizler, takvamız ölçüsünde, yani sorumluluklarımızı yerine getirdiğimiz ölçüde mutlu ve huzurlu olur, dünya ve ahiretimizi güzelleştiririz. Aksi takdirde kaybedenlerden olmamız kaçınılmazdır.

Değerli Kardeşlerim!
Rabbimiz bizlere sayısız nimetler ve kabiliyetler bahşetmiştir. Bu nimetleri saymaya kalksak buna gücümüz yetmez.1

Bunlardan bir tanesi de söz söyleme ve konuşabilme kabiliyetidir.

Ancak bizlere verilen her nimetin bir sorumluluğu ve hesabı olduğunu da unutmayalım. Hutbemizin başında okuduğum ayette yüce Allah şöyle buyuruyor: „O gün onların dilleri, elleri ve ayakları, yapıp ettiklerinden dolayı kendileri aleyhine şahitlik edecektir.“2

Bir başka ayette ise: „İnsan bir söz söylediği anda, mutlaka yanında onu yazan bir melek bulunur.“3 buyrulmaktadır.

Sevgili peygamberimiz (s.a.v.) de bu hususta bizlere şu ikazı yapar: Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır konuşsun ya da sussun!4

Aziz Kardeşlerim!
Dil çok güçlü ama bir o kadar da tehlikeli bir organdır. İlmini dille aktarırsın, duygularını dille paylaşırsın, fikirlerini dille açıklarsın, dille dünyayı harekete geçirebilir ve hayatın akışını değiştirebilirsin.

Bunun yanında insan günahların birçoğunu da diliyle işler. Yalan, gıybet, dedikodu, iftira, kötü ve küfürlü sözler, kalp kırma gibi birçok günah dilin yaptığı işlerdendir. Tabii ki kalpte ne varsa dile de o yansır. İyilik varsa iyi sözler, kötülük varsa kötü sözler dökülür dilimizden. O yüzden, önce kalbimizi sonra da dilimizi terbiye etmemiz gerekmektedir. Eline, diline, beline sahip ol! diyen büyüklerimiz, bu hususa dikkatimizi çekmeye çalışmışlardır.

Dilimizden ve sözümüzden dolayı sıkıntı yaşamak istemiyorsak, iyice düşünüp ondan sonra konuşmak, sözümüzün nerelere varacağını hesap etmek durumundayız. Çünkü; “Söz ağızdan çıkmadan önce senin esirindir, ağızdan çıkınca sen onun esiri olursun.

Değerli Kardeşlerim!
İnsan ne kadar çok konuşursa, o kadar çok hata yapma ihtimali artar. Allah (c.c.) bizlere bir tane dil, iki tane kulak vermiştir. Dolayısıyla bir konuşup, iki dinlemek gerekir. Özellikle bilmediğimiz konularda susmak ve bilenleri dinlemek en akıllıca iş olacaktır.

Hutbemi bir ayeti kerimenin mealiyle bitiriyorum:

“Mü‘minler, boş ve faydasız bir söz işittikleri zaman ondan yüz çevirir ve ‘bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz size. Size selam olsun. Biz kendini bilmezleri arkadaş edinmek istemeyiz’ derler.”5

Cumanız mübarek olsun.

 

Hasan AĞIRBAŞ
Frankfurt - Idstein Camii Din Görevlisi

 

 

1. İbrahim, 14/34
2. Nur, 24/24
3. Kâf, 50/18
4. Tirmizi, Kıyamet, 51
5. Kasas, 28/55

Cookies erleichtern die Bereitstellung unserer Dienste. Mit der Nutzung unserer Dienste erklären Sie sich damit einverstanden, dass wir Cookies verwenden.

We also use analytics & advertising services. To opt-out click for more information.