بِسْمِ اللهِ الْرَّحْمَنِ الْرَّحِيمِ
فِيهِ رِجَالٌ يُحِبُّونَ أَن يَتَطَهَّرُواْ وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُطَّهِّرِينَ
Bismillâhirrahmânirrahîm[Rahmân ve rahîm Allah’ın adıyla]
“Orada öyle adamlar var ki, onlar çok temizlenmeyi severler, Allah (c.c.) da çok temizlenenleri sever.”
Muhterem Kardeşlerim,
Cenâb-ı Allah insanı en güzel şekilde yaratmış, yeryüzü ve gökyüzünü bütün nimetleriyle donatıp tertemiz bir şekilde insanın hizmetine vermiştir. Yüce Rabbimizin, “O size istediğiniz her şeyi verdi. Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız başa çıkamazsınız” [1] âyet-i kerîmesi bu gerçeğin güzel bir ifadesidir.
Hizmetimize verilmiş her şey Yüce Allah’ın bizlere bir lütfu ve emanetidir. Bu emanetin sorumluluğunu omuzlarımızda hissederek nimetleri israf etmemek ve Allah-u Teâla’nın bu kainat için koyduğu dengeyi korumaya çalışmak aynı zamanda insanî ve dinî bir vazifedir. Bu konuda bir âyette, “Allah göğü yükseltti ve dengeyi koydu, sakın dengeyi bozmayın.” [2] buyrulmuştur.
Çağımızın en önemli problemlerinden birisi de, ekolojik dengenin bozulması ve bununla bağlantılı olarak çevre kirliliği sorunudur. Yüce Allah, insandan, tabii çevrenin ve ekolojik dengenin korunmasını, onların doğal düzenini bozmamasını istemiştir. Aksi taktirde, bizzat insanın kendisinin bundan zarar göreceğini şöyle ifade etmektedir; “İnsanların kendi işledikleri kötülükler yüzünden karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Yanlıştan dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı kötü sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.” [3]
Görülüyor ki, içinde yaşadığımız çevrenin duyarsızca kirletilmesi, hayat kaynağı olan suların, havanın sorumsuzca pisletilmesi, erozyonların önleyicisi ormanlarımızın her geçen gün tahrip edilmesi, bütün bunların neticesinde küresel anlamda dengelerin yitirilmesi dünyamızı ve dolayısıyla bizleri içinden çıkılmaz bir tehditle karşı karşıya bırakmaktadır.
Değerli Kardeşlerim,
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in de çevrenin korunması, temiz ve sağlıklı tutulması ile ilgili birçok hadîs-i şerîfi bulunmaktadır. Bu hadîslerin birkaçında Peygamberimiz; “Müslüman bir ağaç diker veya ekin eker de ondan bir insan veya kurt-kuş yerse, bu o Müslüman için sadaka olur” [4] veya “Bir kimse bir ağaç dikerse, Cenâb-ı Allah onun amel defterine o ağaçta yetişen meyve sayısınca sevap yazar” [5] buyurarak, yeşil alanları korumayı, ağaç dikimini yaygınlaştırmayı İslamî ve insanî bir görev olarak göstermiştir.”Temizlik imanın yarısıdır.” [6] anlamındaki hadîsinde beden, elbise, mekân ve gıda temizliğini kastetmiş, temizliğe önem vermeyen kişilerin adeta imanının yarım olacağını vurgulamıştır. Bir başka hadîs-i şerîfinde ise Peygamberimiz, insanların çevreyi temiz tutmalarını sadaka vermeye denk tutmuş ve bu konuda “(İnsanlara) eziyet verici bir şeyi yoldan kaldırman sadakadır.” [7] buyurmuştur.
Değerli Kardeşlerim,
Doğadaki müthiş dengeyi bozacak her türlü davranıştan kaçınalım. Rabbimizin bizlere verdiği bu eşsiz emanete sahip çıkalım. Sorumsuzca çevreyi kirletmek, doğal güzellikleri yok etmek suretiyle bu emanete riayet etmemenin kul ve kamu haklarını ihlâl etmek gibi bedeli zor ödenen günahlar olduğunu hatırdan çıkarmayalım. Bizlerden sonraki nesillere bırakabileceğimiz en güzel mirasın ne mal ne de para; rahat bir şekilde yaşayabilecekleri tertemiz, yemyeşil bir dünya olduğunu unutmayalım.
Hutbemizi Tevbe Suresi’nin 108. âyet-i kerîmesiyle bitirelim: “Orada öyle adamlar var ki, onlar çok temizlenmeyi severler, Allah (c.c.) da çok temizlenenleri sever.”
[1] İbrahim, 14/34.
[2] Rahman, 55/7-8.
[3] Rum, 30/41.
[4] Müslim, Müsakat, 9, 12.
[5] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/415.
[6] Müslim, Taharet, 1; Tirmizî, Daavat, 86.
[7] Müslim, Zekât, 56, I, 699.
Zehra ZEREN
DİTİB Dillingen Camii Din Görevlisi